El-İsabe Seçkin Sahabeler

İbn Hacer el-Askalani

Quotes

See All
Abdullah b. Huzafe Radıyallahu Anh
Beyhakî’nin şu rivayeti Abdullah b. Huzafe’nin menkıbelerindendir: “Ebu Rafi dedi ki: “Ömer radıyallahu anh Rum’a bir ordu gönderdi. İçlerinde Abdullah b. Huzafe de vardı ve o esir alındı. Rum kralı ona: “Hristiyan olursan seni mülkümde ortak ederim” dedi. Abdullah kabul etmedi. Bunun üzerine çarmıha gerilip okla öldürülmesini emretti. Fakat Abdullah yine reddetti. Sonra kral emretti, onu indirdiler. Daha sonra bir kazana su koyup kaynattılar. Başka bir esir getirip kaynamakta olan kazanın içine attılar. Etinin dağılıp kemiklerinin ortaya çıktığını gördüler. Hıristiyanlığı kabul etmediği takdirde Abdullah’ın da kazana atılması emredildi. Ona gittiklerinde Abdullah ağlıyordu. Onu götürdüler. Kral: “Neden ağlıyorsun?” diye sordu. Abdullah dedi ki: “Temenni ettim ki, yüz tane canım olsun ve hepsi de bu şekilde Allah için atılsın, bu hoşuma gider” Bunun üzerine kral ona “Benim başımı öpmen karşılığında seni serbest bırakmama ne dersin?” diye sordu. Abdullah “Beni ve bütün müslüman esirleri serbest bırakırsan başını öperim” dedi. O da bu şartı kabul etti. Abdullah onun başını öptü. Kendisi ile beraber bütün müslüman esirleri bıraktırdı. Onları Ömer radıyallahu anh’ın huzuruna getirdi ve hâdiseyi ona anlattı. Ömer radıyallahu anh de Abdullah’ın başını öptü.
Enes b. Malik Radıyallahu Anh
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hizmetkârıdır. Allah Resûlunden en çok hadis rivayet edenlerden biridir. Şöyle dediği sahih olarak sâbit olmuştur: “Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Medine’ye geldiğinde ben 11 yaşında idim.” Annesi Ümm Süleym Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem geldiğinde Enes’i ona götürmüş ve: “Bu Enes’tir. Bu delikanlı sana hizmet etsin” demiş, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de kabul etmiş, ona topladığı bakladan dolayı Ebu Hamza künyesini vermiştir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona şaka yapar ve: “Ey iki kulaklı.” derdi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah’ım onun malını ve çocuklarını çoğalt ve onu cennete koy” diye dua etmiş, Enes radıyallahu anh de şöyle demiştir: “İkisini gördüm, üçüncüsünü de ümit etmekteyim.” Cafer b. Süleyman, Sabit’in şöyle dediğini nakleder: “Enes radıyallahu anh ile birlikteydim. Hizmetçisi geldi ve dedi ki: “Ey Ebu Hamza! Topraklarımız susuz kaldı.” Bunun üzerine Enes kalktı, abdest aldı ve beriyyeye gidip iki rekat namaz kıldıktan sonra dua etti. Yağmur bulutunun geldiğini gördüm. Her şeyi ıslatana kadar yağmur yağdı. Yağmur dinince Enes radıyallahu anh ailesinden birini gönderdi ve dedi ki: “Bak bakalım sema (yağmur) nereye ulaştı?” Baktığında toprağının çok azı kalmıştı. Bu yaz mevsiminde olmuştu.” Ebu Hureyre radıyallahu anh şöyle demiştir: “Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’in namazına Ümm Süleym’in oğlunun (yani Enes’in) namazı kadar benzeyen başka birini görmedim.”
Reklam
Burayde b. el-Husayb el-Eslemî Radıyallahu anh
İslâm’la şereflenmesi şöyle oldu: “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Medine-i Münevvere’ye hicret etmek üzere Ebû Bekir Sıddîk radıyallahu anh ile Mekke’den ayrıldığında müşrikler Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’i yakalayıp öldürene büyük vaadlerde bulundu. Bu haber Mekke ve çevresinde süratle yayıldı. Büreyde de bu mükâfatlara kavuşmak isteğiyle kendi arazilerinden geçen insanları durdurup kimliklerini sorardı.” Bir gün karşısına Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem ile mağara arkadaşı Ebu Bekir Sıddık radıyallahu anh çıktı. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem ona “Sen kimsin?” diye sordu. “Büreyde” dedi. Efendimiz arkadaşı Ebû Bekir’e dönerek; “İçimiz serinledi”, buyurdu. Sonra “Kimlerdensin?” dedi. “Eslem kabilesinden” dedi. Efendimiz yine arkadaşlarına dönerek: “Selâmetteyiz.” buyurdular. Tekrar “Eslem’in hangi kolundan?” diye sordu. “Sehm kolundan” dedi. Bunun üzerine Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi ve sellem: “Yâ Ebu Bekir senin nasibin çıktı.” buyurdular. Büreyde bu tatlı konuşmalardan ve o nurlu insanlardan etkilenmişti. “Ya sen kimsin?” dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah’ın Resulü Muhammed.” diye cevap verince Büreyde’nin gönlü İslâm’ın nuruyla aydınlanıverdi. Kendiliğinden: “Eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlüh” diyerek İslâm’la şereflendi. Adamlarıyla birlikte peşinde namaz kıldı.
Muaz b Cebel ra gece namazına kalkar, ellerini gökyüzüne kaldırıp şöyle derdi: “…Ya rab, cennet isteğimde güçsüzüm. Cehennemden kaçışım kaçış değil, bana hidayet et…”
Ebû Mûsâ el-Eş’arî (Abdullah b. Kays) Radıyallahu anh
Ebu Osman en-Nehdi dedi ki: “Ebu Musa’nın Kur’ân okuduğu sesinden daha güzel ne bir zil, ne bir ud ne de bir ney sesi işitmedim.” Ömer radıyallahu anh onu gördüğü zaman şöyle derdi: “Ey Ebu Musa! Bize Rabbimizi hatırlat.” Diğer rivayette: “Bizi Rabbimize şevklendir” derdi ve o da onun yanında Kuran okurdu. Ebu Musa radıyallahu anh Basra halkına fıkhı öğreten ve Kuran okutan kimse idi. Şa’bî dedi ki: “İlim şu altı kişide son bulmuştur..” bunlar arasında Ebu Musa radıyallahu anh’ı da zikretmiştir. Buhari, Şa’bî tarikiyle rivayet ederek “alimler” lafzıyla zikretmiştir. El-Begavi, Enes radıyallahu anh’den rivayet ediyor: “Ebu Musa radıyallahu anh’ın avretinin açılması korkusuyla gece giydiği pijamaları vardı.” Sahihtir.
Reklam
Aranızda Selamı Yayınız
Selâm, Müslümanların kendi aralarındaki tahıyyesidir. Rafızilere, bid’at ehline, günahları açıkça işleyenlere selâm verilirse, onlar güleryüzle karşılanırsa, onlara yumuşak konuşulursa bu onlarla dostluk anlamına gelir. Onlar sevilirse, onlara genişlik gösterilirse bütün kötülükler toplanmış olur. Kalbinde buğz ve düşmanlık yok olur. Zira selâmı yaymak muhabbeti celb eder. Hadiste şöyle buyrulmuştur; “Dikkat edin, size muhabbetinizi artıracak şeyi bildireyim mi?” “Evet ey Allah’ın Resûlü!” dediler. Buyurdu ki; “Aranızda selâmı yayınız.”
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.