El-Munkız Mine'd-Dalal Dalaletten Hidayete

İmam Gazali

El-Munkız Mine'd-Dalal Dalaletten Hidayete Posts

You can find El-Munkız Mine'd-Dalal Dalaletten Hidayete books, El-Munkız Mine'd-Dalal Dalaletten Hidayete quotes and quotes, El-Munkız Mine'd-Dalal Dalaletten Hidayete authors, El-Munkız Mine'd-Dalal Dalaletten Hidayete reviews and reviews on 1000Kitap.
-SON-
Cenâb-ı Allah'tan dileriz ki bizi kendi kulluğuna layık gördüğü, eğri yoldan kurtarıp doğru yola götürdüğü, kendisini asla unutmaması için sevgisini ilham ettiği, başkasını ona tercih etmemesi maksadı ile nefsinin şerrinden koruduğu, yalnız O'na ibadet eden kendi has kulları arasına kattığı kimselerden eylesin.
Sayfa 111 - Amin.Kitabı okudu
Yine o kimse Hz. Peygamber (s.a.v.)'in dikkati çeken işlerine, Kur'an-ı Kerim'de zikredilmiş olup onun lisanı ile haber verilen ve hadislerde ahir zamanda zuhur edeceği bildirilen gayba ait şeylerin, dediği gibi çıktığına bakarsa zaruri ilim ile anlar ki o, aklın ötesinde bulunan bir duruma ermiştir. Kendisinde manevi bir göz açılmıştır ki onunla ancak Allah'a ermiş kimselerin idrak edebileceği, gaybı ve aklın eremeyeceği şeyleri görüyor; işte Hz. Peygamber (s.a.v.)'in doğruluğuna zaruri ilim tahsil etmenin yolu budur. Dene, Kur'an'ın manasını iyi anlamaya çalış, hadiseleri mütalaa et, bunu çok açık olarak anlarsın.
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Bir kimse Allah Rasûlü'nün (s.a.v.) sözlerine, kitaplarda haber verildiği üzere insanlara doğru yolu nasıl gösterdiğine, halkı gayet yumuşaklık ve iyilikle ahlâklarını güzelleştirmeye, kavgalı ve dargın kimseleri barışmaya teşvik ettiğine, elhasıl din ve dünyalarını düzenleyecek şeylere davet etmek hususundaki ihtimamına bakarsa o büyük zatın ümmetine karşı şefkatinin bir babanın çocuğuna karşı olan şefkatinden daha büyük olduğuna dair kendisinde zaruri bir ilim hâsıl olur.
Sayfa 108Kitabı okudu
Ben eskiden insana mevki kazandıran ilmi yayıyordum. Sözümle, amelimle o ilme davet ediyordum. Maksadım, niyetim; mevki, şeref kazanmaktı. Fakat şimdi insana mevkiyi terk ettiren, rütbeden uzaklaşmayı öğreten ilme davet ediyorum. Niyetim, maksadım, arzum budur. Bu halim Allah'ın malûmudur. Ben kendi nefsimi ve başkasını ıslah etmeyi istiyorum. Muradıma erecek miyim, yoksa istediğime kavuşmaktan mahrum mu kalacağım, bilmiyorum. Lakin yakîn ve müşahedeye varan bir imanla inanıyorum ki "Bir halin değişmesi, bir işi yapmak kuvveti ancak yüce Rabbimizden gelir.*" Ben hareket etmedim, Allah beni harekete getirdi. Ben bir şey yapmadım, O bana yaptırdı. O'ndan umarım ki ilkin beni ıslah etsin, sonra benim vasıtamla başkasını ıslah etsin. Beni doğru yola kavuştursun, sonra benim vasıtamla başkasını doğru yola götürsün. Hak olan şeyin hak olduğunu bana göstersin ve ona uymayı bana nasip etsin. Bâtıl olan şeyin bâtıl olduğunu bana göstersin ve ondan sakınmayı bana nasip etsin.
Sayfa 102 - * Bu cümle "Lâ havle velâ kuvvete" sözünün tercümesidir.Kitabı okudu
Cenâb-ı Hak buyuruyor: "Elif-lâm-mim. İnsanlar iman ettik demekle bulundukları hal üzere terk olunacaklarını, türlü cefalara uğramayacaklarını mı zannettiler? Kendilerinden evvel gelmiş olanları da cefalara müptelâ ettik."
Sayfa 100 - Ankebût, 1-2.Kitabı okudu
Cenâb-ı Hakk'ın takdiriyle zamanın padişahı* dışarıdan bir tesir olmaksızın içinde bir arzu duydu. Bu fetreti kaldırmak için Nişabur'a hareket etmemi itizar kabul etmeyecek surette emretti. Bu emir o kadar kesindi ki muhalefette ısrar etseydim, onun kalbini kırmış olacaktım. Düşündüm ki köşede oturmak ruhsatı artık zaafa uğradı. Tembellik, istirahat, nefsimi aziz tutmak, onu halkın ezasından muhafaza etmek gibi şeyleri halktan ayrı yaşamakta devam etmeye sebep göstermek layık değildir. Halkın cefasına katlanmanın güçlüğü, nefse ruhsat vesilesi olmaz.
Sayfa 99 - * Bu zat Melikşah'ın oğlu Mehmet Gıyaseddin olsa gerektir.Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.