Sanatın soluk almamızda en az oksijen kadar gerekli olduğunu fark eden yazar, her zaman yeni şeyler öğrenmenin peşinde koştu. Bu inanç doğrultusunda çeşitli üniversitelerin biyoloji ve felsefe bölümlerini bitirdi. Müziğe olan merakından ötürü piyano, gitar, bağlama başta olmak üzere birçok enstrümanla bağ kurdu.
Arthur Schopenhauer, Michel Foucault, Jean-Paul Sartre, Franz Kafka gibi varoluşçu yazarların etkisiyle yazmaya başladı. Belirli dönemlerde tiyatro oyunları yazıp yönetti.
Yaşamının kırılma anlarında varlığın kendine yabancılaştığını görerek hiçliği anlatmak için 2015 yılının mayıs ayında ''Bir Demlik Düş'' isimli kitabını yayınladı. Duygularını daima kaybedenlerin yanında konumlandırdı.
İnsanlara bir şey kazandırmayan, giderek yozlaşan ve bayağılaşan edebiyat kültürüne tepkisini, yeni bir üslup üreterek geliştirdi. Edebiyat sayesinde hayatımızdaki kötü insanlardan hesap sorduğunu düşündüğü için yazı yazarken kalemlerin uçlarını defalarca kırdığı söylendi. Türkiye'de değişik türdeki fanzin ve dergilerin yayın yönetmenliğini üstlendi.
Hollanda, Almanya, Belçika olmak üzere öyküleri Avrupa'da çeşitli dillere çevrildi. Aklında her zaman Oğuz Atay'ın sitemi mevcuttu: "Ben buradayım sevgili okuyucum, sen nerdesin acaba?"
Kafamdaki Fillerin Hepsi Mavi, yazarın ikinci kitabıdır.