Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları

Kemal Yalçın

Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları Quotes

You can find Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları quotes, Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Hakkımızı arayamadık. Muhacir gelmiştik. Şaşkınlık içindeydik. Kimi­miz tekrar memleketimize döneriz zannediyordu. Kimimiz 'hakkımızı ararsak, bakarsın zorla Yunanistan'a gönderirler!' diye korkup susu­yordu. Şok geçirmiştik. Aklımız başımızda değildi. Ne olacak, neyapa­cağız? Bilemiyorduk... Dil bilmiyorduk. Bazı Honazlılar: 'Biz ne anladık bu işten, Yunan kaçtı, Yunan geldi!' diyorlardı. Ne yapalım, kendi aramızda Rumca konuşurduk. Yerliler kızardı bize. Yoksullaştık. İş yoktu, güç yoktu. Yazları İzmir'e ırgatlığa giderdik. Üç- dört sene ben de gittim. Narlıdere'de tütün işlerinde, tarla bahçe iş­lerinde çalıştım. Geldiğimizde Honaz'da görenek yoktu. Medeniyet yoktu. İki kazık çakmış, bir çuval asmış, arkasına iki çalı koymuş. Buna tuvalet diyor­ lardı. Bizim orda her evin tuvaleti içinde olurdu.''
Oturuşlarında, başındaki kasketin duruşunda, bakışlarında , görünümlerinde Anadolu insanının izleri vardı.
Reklam
"Bana, 'Baba Yorgo, oğlundan daha dinçsin. Bunun sırrı nedir?' diye soruyorlar. 'Bre ben Karadeniz'in suyunu avuç avuç içmişim... Kara­ deniz'in suyu şifalıdır. Onun için dinç kaldım, onun için sağlam duru­ yorum' cevabını veriyorum. "Baba Yorgo, dinç kalmanın sırrını öğrendim. Peki Türkçeyi nasıl ol­ du da unutmadın, böyle güzel konuşuyorsun?" Deniz kıyısında yürüyorduk. Birden durdu, gözlerimin içine baktı. Ya­nıtı kısa ve özdü: "Türkçe, benim vatanımın dilidir, unutmam!"
Sevgidir insanı insanlaştıran! Kan kanla yunmaz, kin kinle temizlenmez ki ! Sevgiyle artar bereketimiz!
Sayfa 344Kitabı okudu
Çekilen acılar güle dönüştü! güldük, gülüştük...
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
Herifin biri, durmadan para biriktirirdi. 'Köyümüze döneceğiz. Orda yeniden tarla, bahçe alacağım!' derdi. Öldü gitti. Biriktirdiği bir çuval para da geçmez oldu. Sonra kızı, 'Dön­ dün gari köyüne, aldın gari tarlaları!' diye diye yaktı hepsini. Köyden gelenler, 'Çirkince'ye gideceğiz! Çirkince'ye gideceğiz!' diye diye ölüp gittiler. Orda doğanlardan üç beş kişi kaldık.
”1912'de bozulduk. Yunan işgal etti. Sonra çete başı Kaptan Ziku'nun çeteleri geldi. Benim babam şöyle oturuyordu. Bir cuma günü herke­si topladılar camiye. 400 mavzer istemişler. Vermeyince ateş edip he-pisini öldürmüşler. Sonra köyü yakıp yıktılar. Camide 70-80 kişi öldürüldü. Ölenleri caminin yanına gömdüler. Bu katliam suçlusu olarak bir kişiye hapis cezası verdiler. O da tünel kaz­mış, sokağa çıktığında nöbetçi vurup öldürmüş.
Etrafımızdaki, çok uzaklardaki başı dumanlı dağlar bir gece vakti, ba­ baları tarafından, ölmemek için boğularak öldürülen 20 bebenin acı­sını taşıyorcasına suskun ve heybetliydi. Bulutların gölgesinin koyulaştırdığı dağın bağrına, bulutların arasın­daki boşluktan ışık hüzmeleri vuruyor ve oralar başka bir mevsimi, başka bir geçmişi çağrıştırıyordu.
Anamın teri kafire ve fesleğen kokardı çocukluğumda. Ben bunun için çok severim kafireyi, fesleğeni. Almanya'da kafire yoktu! Olanlar da anam gibi kokmuyordu! Mektup, kavanoz, torba içinde kafire, fesleğen, yedi veren gülü gön­ derirlerdi... Ama, kavanoz içindeki kafire bahçemizdeki karakirazın dibindeki gibi kokmadı hiçbir zaman...
208 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.