"Ve unutma, Minel. Beni unutma. Sana yalvarırım, beni artık unutma..."
Bu kitap; sadece hislerimizden ibaret değil, acılarımızdan da ibaretti. Harflerin, kelimelerin, cümlelerin, paragrafların bile sığmayacağı derecede bir kitaptı. Bazı aşklar birbirini terk edip giderdi, bırakırdı, sevmezdi; fakat bu kitap, yarım bırakılandı. İsteyerek değil, mecburiyettendi.
Mutsuz sonlu kitaplara genelde çok üzülmem çünkü, o duyguyu, ölümü hissedemezdim. Lakin bu kitabın adından bile o duyguyu hissettim. Bedenimdeki bile hatta görünmeyen yani ruhumun yaralarını bile bu kitap sayesinde hissettim. Öğrendim.
Kısacası bu kitap sadece acılardan ibaret. Kelimelerin dizilişi ve anlamları, cümlelerin ağırlığı bile bana çok koydu, anlatamam.
Şunu söylemek istiyorum; Minel, asla Korel'i hak etmiyor. Korel, Minel'i gerçekten çok sevdi. Çok düşündü, kendi hayatını bile sırf Minel için önüne serdi, feda etti. Fakat Minel ise Korel'i unutmak istedi, suçladı, ağıza bile alınamayacak cümleleri söyledi. "Senin kalbin yok," bile dedi.
Ah, Korel'im. Çok umut ettin sen. Ben de senin için edeyim.
Umut ediyorum ki, bir gün, Minel'in Korel'i...