Doğaya bağlı eğitim, kişiyi toplumsal yaşama adapte eder. Zira, fakiri zengin olacakmış gibi yetiştirmektense, zengini fakir olacakmış gibi yetiştirmek daha mantıklıdır.
Öyle bir yaş vardır ki, orada kalp özgür de olsa daha tanımadığı mutluluğa karşı tutkuludur. meraklı bir belirsizlik içinde onu arar ve duyularla aldanarak yapma ve boş düşlere kanarak mutluluğu, bulunmadığı yerde arar.
Bedenimin, mutluluğuna karşı oluşturmakta olduğu engellerden kurtularak, kayıtsız ve celiskisiz nasıl benligimin malı olacağım anı, özlüyordum. Bu an mutlu olabilmem için benliğinden başkasına gereksinim duymayacagım andı: Onu beklerken, yaşamakta olduğum su yasamdan baslayarak mutlu olmaya başlamıştım. Çünkü yaşamın tüm acılarına az değer vererek yaşamaya baslamis, tüm üzüntüleri varlığıma bütünüyle yabancı gösteren ruhsal bir olgunluk içinde, mutluluğumun kendi elimde olduguna inanmış ve bu inanca göre, yaşamaya karar vermiş oluyordum