"Sanırım en korkunç şeyler insanlar için en iyi olacak şeyler oluyor. İnsan bir kaç kez öldükten sonra aldırış etmeyebilir ama ilkse...incitiyor, acıdan kıvrandırıyor."
Serinin son kitabı kesinlikle ama kesinlikle beni en çok stres eden kitaptı, özellikle Ilse'nin mektubunda yazan "Teddy Kent'le evleniyorum." kısmından sonra çok daha fazla sters oldum. Emily'nin sürekli "Acaba Teddy beni gerçekten seviyor mu? Yoksa beni yalnızca canı sıkıldığında oynayabileceği bir oyuncak olarak yanında mı tutmaya çalışıyor?" diye düşünmesin de bana pek bir katkısının olmadığını söylemeliyim. Fakat her şeye rağmen güzel bir kitaptı, serinin diğer kitapları kadar olmasa da iyiydi yani... Teddy'nin Emily'ye evlenme teklifi ettiği sahnede resmen ağladım! Kendimi feci şekilde Elizabeth Murray gibi hissediyorum açıkçası... Bu seriyi sevmemde Emily'de kendimden bir şeyler bulmamın da katkısı var. "Şu lanet dünyaya bir daha böylesine güzel bir kitap gelemez!" dediğim serilerden bir tanesiydi. Teşekkürler L.M. Montgomery...