Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emir Gönderileri

Emir kitaplarını, Emir sözleri ve alıntılarını, Emir yazarlarını, Emir yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Eğer Bay Herzl senin arkadaşın ise ona nasihat et; Bir daha bu mevzuda tek bir adım dahi atmasın. Ben bir karış bile olsa toprak satmam. Zira bu vatan bana ait değil, milletime aittir. Benim milletim bu toprakları savaşta kanlarını dökerek elde etmişler, onu kanları ile mahsuldâr kılmışlardır. Bu toprak bizden sökülüp alınmadan evvel, biz onu tekrar kanlarımızla sularız. Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efradı Plevne'den birer birer Şehid düşmüşlerdir. Onlardan bir tanesi dahi dönmemek üzere muharebe meydanlarında can vermişlerdir."
Sayfa 185Kitabı okudu
1876 yılı... Sultan Abdülaziz'in tahttan indirilmesinden sonra yayılan "intihar etti" haberi... Sultanın şüpheli ölümü üzerine tahtın yeni vârisi olarak ilan edilen 5. Murad. Üç ay gibi kısa bir zaman sonra 5. Murad'ın ağır ruhsal ruhsal bunalım yaşadığı iddiasıyla tahttan indirilerek Çırağan Sarayı'na hapsedilmesi ve Şehzade Abdülhamid'in "Sultan" unvanıyla Osmanlı tahtına geçişi... 2. Abdülhamid Han, 31 Ağustos 1876'da tahta geçti. Mithat Paşa'ya verilen bir taahhüt olarak 23 Aralık 1876'da Kânûn-ı Esâsî'yi ilan etti. Âyan ve Mebusan meclisi şeklinde padişahın tayinleri ve halkın belirlediği mebuslar olarak tertip olunan meclis, 19 Mart 1877'de açıldı. Sultan Abdülaziz Han'a yapılan suikasta adı karışan Mithat Paşa'nın siyasî nüfuzunu kullanarak âdeta dayattığı bir sistem olan Meşrutiyet kısa zamanda zehirli meyveler vermiş, azınlıkları temsil eden vekiller sırtların dayadıkları Avrupa devletlerinin de kışkırtmasıyla Osmanlı'dan ayrılma taleplerinde bulunmaya başlamışlardı.
Sayfa 177Kitabı okudu
Reklam
Şehzade Abdülhamid, diğer Şehzadeler gibi güçlü bir eğitim görmüş; Osmanlıca yazı ve konuşma dersini Gerdankıran Ömer Efendi'den, Arapça'yı Ferid ve Şerif efendilerden, Farsça'yı Kazasker Ali Mahvî Efendi ve Sadrazam Saffet Paşa'dan; tefsir, hadis, fıkıh gibi İslâmî ilimleri Ömer Hulusi Gümüşhânevî Efendi'den almıştır. İleri derecede konuştuğu yabancı dil olan Fransızca'yı Gardet, Ethem ve Kemal paşalardan öğrenmiştir. Tarihe, özellikle yakın dönem tarihine ilgi duyan Şehzade Abdülhamid, Osmanlı Tarihi derslerini Vak'anüvis Lütfi Efendi'den öğrendi.
Sayfa 175Kitabı okudu
Sultan Abdülmecid Han'ın ikinci evladı 21 Eylül 1842 Çarşamba günü dünyaya geldi. Hünkâr, Çırağan Sarayı'nda Tîriüjgân Kadınefendi'den dünyaya gelen evladı için, vezirine yedi gün beşer nöbet top atışı yapılmasını emrederken şöyle diyordu: "Cenâb-ı Hakk'ın lütuf ve inâyet-i âliyesine hamdolsun. Bulunduğumuz ayın on altıncı Çarşamba günü saat on bir sularında, temiz neslimizden bir Şehzade dünyaya gelmiş olup ismini Abdülhamid verdim. Cenâb-ı Hak, ömrünü uzun ve kendisini bize ve müminlere hayırlı eylesin."
Sayfa 174Kitabı okudu
Emir
Emir
Sayfa: 165, 166 Alıntı güzeldi çok uzun olur diye bu şekil paylaşıyorum. Paylaşılması gereken bir sayfa diye düşündüm.
Reklam
Sultan Mehmed, İstanbul'un fethinden sonra hem batıya uzanan Balkanlar'da, hem de doğu sınırlarında Osmanlı'yı dönemin en parlak gücü haline getirdi. Hünkârın fethettiği topraklar: Sırbistan, Amasra, Mora, Sinop, Trabzon Rum İmparatorluğu, Eflak, Karamanlı ve Akkoyunlular, Boğdan, Ege denizindeki Venedik ve Ceneviz Adaları, Kırım Hanlığı...
Sayfa 164Kitabı okudu
Fâtih Sultan Mehmed Han Bosna'yı Osmanlı topraklarına kattığında gayri müslimlerin haklarını koruma altına alan şu meşhur fermanı yayımladı: "Ben, Sultan 2. Mehmed Han, bundan böyle bütün dünyaya ilan ediyorum ki Bosna fransiskenleri bu ferman ile benim korumam altındadır. Ve emrediyorum ki kimse bu insanlara veya kiliselerine zarar vermeyecek! Devletimde barış içinde yaşayacaklar. Göçmen haline gelmiş bu insanlar, güvende ve özgür olacaklar. Devletim sınırları içerisinde olan manastırlarına geri dönebilirler. Devletimden hiçbir önemli kimse, vezirler, kâtipler veya hizmetkârlar onların izzetlerini kıracak ya da onlara zarar verecek bir şey yapmayacaklar! Kimse onlara hakaret etmeyecek, onları tehlikeye atmayacak ya da kendilerine veya mallarına veya kiliselerine saldırmayacak! Ayrıca, bu insanların kendi memleketlerinden getirdikleri şeyler ve kimseler de aynı haklara sahiptir. Bu fermanı buyurarak, gökleri ve yeri yaratan Allah'ın ve O'nun resûlünün ve ondan önceki 124.000 peygamberin adına kılıcım üzerine yemin ederim ki hiçbir vatandaşım bu fermanın aksine hareket etmeyecek!"
Sayfa 163Kitabı okudu
29 Mayıs'ta büyük hücum öncesi Fâtih Sultan Mehmed askerlere şöyle hitap ediyordu: "Şimdi parlak bir cihad için birbirinizi teşvik ediniz! Zafer için üç şart esastır: Niyetinizi halis edip emirlere itaat ediniz. Yani tam bir sükûnet ve intizam ile size verilen emirleri eksiksiz bir şekilde yapınız ve yaptırınız. İmanınızın verdiği galeyan ile cihada koşunuz! Bu işteki liyakatinizi ortaya koyunuz. Zillet geride, şehadet ileridedir. Bana gelince, sizin başınızda düşmana karşı savaşacağıma yemin ederim! Herkesin ne süratle hareket ettiğini bizzat takip edeceğim."
Sayfa 149Kitabı okudu
Sultan 2. Mehmed, bundan sonra Konstantiniye'yi İslâm'a açan büyük hükümdar olarak "Fâtih" unvanıyla anılacaktı. Öğle saatlerine doğru Topkapı'dan şehre giren Fâtih Sultan Mehmed, korku içindeki halka emniyet verdi. Ortodoks patiğine hayatlarının güvence altında olduğunu ifade etti. Sadece Allah'a ve Resûlullah'a [sallallahu aleyhi ve sellem] hakaret ederek halkı kışkırtmaya çalışan birkaç din adamının idamını emretti. Fâtih'in, Konstantiniye'deki ilk yürüyüşü Ayasofya'da son buldu. Fethin bir ispatı ve İslâm'ın inanç hürriyetine gösterdiği saygının bir işareti olmak üzere Ayasofya Kilisesi'ni camiye çevirdi ve kendi vakfiyesi olarak ilan etti. Fetih'ten sonra Konsantiye'de ilk cuma namazı Ayasofya'da kılınacaktı. Elli iki gün süren kuşatmanın neticesinde 29 Mayıs günü fethedilen Konstantiniye, Haziran ayında Osmanlı'nın başşehri oldu.
Sayfa 148Kitabı okudu
198 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.