Zahiren çirkin perdeler altında, gayet güzel neticeler var. Bir zararımıza bedel, yüz menfaat bizlere ihsan ediliyor. Onun için, geçici, muvakkat sıkıntılara ve sarsıntılara ehemmiyet vermemek lazımdır.
Elbette dünya daimî olmadığı gibi, hâdisatı da fırtınalı, daima değişir. Birkaç saat cinayetlerle, dünyevî ve uhrevî binler zakkum ve azap neticeleri var. O zaman, faydasız yüz binler teessüf diyeceksiniz.
Hırs ateşi sönsün de gönül gülşene dönsün,
Saç nurunu, hem feyzini her an, yine ey nur-i iman!
Sen nur-i Bedi', nur-i Rahimsin, bize lütfet,
Hep isteğimiz aşk ile iman, yine ey nur-i İlâhî!
Dinin çekilip, dev gibi saldırmada vahşet,
Rahmet bizi, gark etmeye tufan, yine ey nur-i Rahmani!
...
Mahbubuna uyduk, hepimiz ümmeti olduk,
Ağlatma yeter, et bizi handan, yine Ey nur-i Rabbani!
...
İslâm'a zafer ver bizi kurtar, bizi güldür,
A'damızı et hak ile yeksan, yine ey nur-i Furkani!
...
Ol Fahr-i Cihan, Al-i Aba hakkı için, yâ Rab.
Hıfzet bizi âfât ve belâdan, yâ Nura'l-Envar, Bihakkı ismike'n-Nur!
(Hasan Feyzi)
"Sırtıma fazla yük alırsam, nefs-i nâtıka-i kâinatın kalbi ve Allah'ın habibi Muhammed-i Arabi Aleyhissalâtü Vesselâma ve yârânı olan kâmil ve vâsıllara yetişe- mem ve yarı yolda kalırım"