Jane Austen; Emma karakteriyle, Victoria Döneminin sosyal hayatını, kadınların konumunu, evlilik, sosyal statü ilişkilerini yansıtmış. Başkahramanımızı başlarda çok sevemedim maalesef. Çöpçatanlık huyunun başına yığınla iş açmasına rağmen hala bunu yapmakta ısrarcı olması, en yakın arkadaşı Harriet’in hayatına ve kararlarına saygı göstermeyip mütemadiyen müdahale etmeye çalışması beni biraz Emma’dan soğuttu. Fakat kitap ilerledikçe aslında bunları kötü bir temenniyle yapmadığını, çevresindeki insanlara oldukça değer verdiğini ve yaşanan kötü olayların şanssızlıkla doğduğunu gördükçe yumuşadım diyebilirim. Romanda en beğendiğim karakter ise Mr. Knightley oldu. Ağırbaşlı, zeki ve tam anlamıyla centilmen bir adamdı. Diğerleri gibi Emma'yı övgülere boğmuyor, eksiklerini ve hatalarını direk yüzüne vuruyordu. Açık ara kitaptaki en başarılı karakterdi bence. Ben Emma’yı okurken hiç sıkılmadım. Jane Austen iyi karakterleri de, ‘’ah nerden çıktı şimdi bu karşımıza’’ dediklerimizi de çok güzel harmanlayarak sunmuş bizlere.
Emma olur da, bize okumak, bu sevginin sebebini öğrenmek düşmez mi? Ve bununla birlikte, evet Jane, sana en samimi duygularımla katılıyorum. Ben
de çok sevdim çünkü.
‘Dünya klasiklerinden bu, kesin sıkıcı bir anlatımı vardır hem sayfa sayısı çok’ deyip ön yargı ile