Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Daha Anlayışlı Bir Toplum İçin Doğadan Dersler

Empati Çağı

Frans de Waal

Empati Çağı Gönderileri

Empati Çağı kitaplarını, Empati Çağı sözleri ve alıntılarını, Empati Çağı yazarlarını, Empati Çağı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir yerde uyum ve benzerlik varsa -esneme, gülme, dans etme ya da taklit etme gibi hangi davranıştan kaynaklanıyor olursa olsun­ orada sosyal bağların ve birleşmenin olduğunu söyleyebiliriz.
Otistik çocukların diğer insanların esnemelerinden etki­lenmemeleri'", aslında onların mevcut koşullarını tanımlayan sosyal bağlantısızlık durumunun açık bir göstergesidir.
Reklam
Gülme eyleminin genellikle şaşırtıcı ya da uygunsuz bir duruma karşı tep­ki olarak gerçekleştirildiği görülmüştür. Örneğin çelimsiz bir may­mun yavrusu grubun en güçlü (alfa) erkeğini kovalayıp onun "ürkerek" koşmasına yol açtığında, bu durum grubun bütün üyelerini kahkahaya boğar.
…insanlar mecbu­ren saldırgan olmak zorunda değildirler. Bu tamamen bir denge me­selesidir. Koşulsuz güven ve işbirliği, zarar verici bir saflık olarak ka­bul edilebilir. Oysa dizginlenmemiş bir açgözlülük, kurtlar sofrasına dönüşmüş bir dünyadan başka bir şey oluşturmaz.
Rakip şem­panzelerin kavgalardan sonra birbirlerini öpüp kucakladığını bili­yordum. Ancak, bir veteriner ameliyat masasında yatan maymuna yüzlerce dikiş atarken, az önce onunla kavga eden maymunun ame­liyat boyunca diğerinin elini bırakmaması beni oldukça şaşırtmış­tı.
Arjantin'in Buenos Aires şehrindeki bir dişi köpek sokağa terk edilmiş bir erkek bebeği kendi yavrularının yanına götürmüş ve tıp­kı Romus ile Romulus efsanesindeki gibi bakımını üstlenerek herke­si hayrete düşürmüştür. Tıpkı bir Bengal dişi kaplanının domuz yav­rusunu sahiplenmesi örneğinde olduğu gibi, türler arası evlat edin­me vakalarına hayvanat bahçelerinde sıklıkla rastlanmakta, anne­lik içgüdüsü, bütün canlılarda dikkat çekecek kadar cömertçe ser­gilenmektedir.
Reklam
Hayvanlar birbir­lerine çekici geldikleri için ya da cinsel ilişkinin zevk verici etkileri­ni bildikleri için cinsel ilişkiye girerler. Yoksa hayvanlar üremek istedikleri için cinsel ilişkiye girmezler, çünkü bilinmeyen bir şey iste­nemez.
Doğanın kitabı da tıpkı kutsal kitaplar gibidir: Herkes onu ken­di işine geldiği gibi yorumlar. Anlayıştan hoşgörüsüzlüğe, diğerkam­lıktan açgözlülüğe kadar ne aramışlarsa çekip onu bulmuşlardır.
Herkesin birbiriyle akraba olduğu ve aynı kraliçeye hizmet ettiği arılar ve karıncalar, topluluklarındaki herkesin iyiliği için bütün güçleriyle çaba sarf ederken, aynı çabayı insanlarda göremiyoruz.
Güneydoğu Asya'da büyük cüsse­li erkek maymunlar genellikle "ta­rım işçisi" olarak istihdam edilirler.Eğer şehir trafiğinde onlarla karşıla­şırsanız büyük bir şaşkınlık geçire­bilirsiniz. Tıpkı gerçek bir insan gi­bi arka koltuğa kurulmuş ve ayakla­rını her iki taraftan aşağı sallandırmış insan-olmayan yolcusuyla birlikte motosikletiyle yol alan bir sü­rücüyle karşılaşabilirsiniz. Çiftlikte çalışmak üzere birlikte işe gidi­yorlardır. Burada maymunlar, bir palmiye ağacının tepesinde Hindistan cevizlerini koparmaya çalışırken, aşağıdan kendilerine yönel­tilen yüksek sesli emirleri dinleyecek şekilde eğitilmişlerdir. Sahiple­ri, aşağı atılan Hindistan cevizlerini toplar ve pazarda satarlar.
295 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.