Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Daha Anlayışlı Bir Toplum İçin Doğadan Dersler

Empati Çağı

Frans de Waal

Empati Çağı Gönderileri

Empati Çağı kitaplarını, Empati Çağı sözleri ve alıntılarını, Empati Çağı yazarlarını, Empati Çağı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gerçek anlamda bir toplum inşa etmenin ve başkalarına karşı duyarlı olmanın tek yolu, insanın bir diğer insandan farklı olamayacağı düşüncesini kabul etmekten geçer.
Sayfa 339 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Çıkarlarımızın toplumsal uyum ile birleştirilebilmesi için kaynakların adil bir şekilde bölüştürülmesi gerekir ve insan türü empati sayesinde adaletin ve dayanışmanın vurgulandığı küçük ölçekli gruplar hâlinde örgütlenebilme becerisi geliştirir. Şimdilerde bu vurguyu sürdürmeyi zorlaştıran çok daha geniş toplulukların içinde yaşıyoruz, ancak hâlâ bu vurgunun sonuçlarıyla kendimizi rahatta hissedebileceğimiz bir psikolojiye sahibiz. Bencil güdülere ve piyasa güçlerine dayalı bir toplum zenginlik üretebilir, ama hayatı daha değerli kılacak birliği ve karşılıklı güveni kesinlikle üretemez. Bu yüzden, mutluluğun ölçüldüğü araştırmalarda ilk sıralarda en zengin ülkeler değil, vatandaşlarının birbirine en fazla güvendiği ülkeler bulunuyor.
Sayfa 338 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Reklam
İnsan ne kadar üstün ve güçlü olursa olsun hayvanlardan bile etkilenir; onları canlı görmek kimseyi rahatsız etmez, fakat onları ölürken görmeye dayanamazsın. Hayvanların ölürken çıkarttıkları inlemeleri duyan birisi, onların etinden yiyemez.
Sayfa 337 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Gerçekten bir başkasını öldürme yeteneğine sahibiz ve ülkemiz için katıldığımız savaşta bir başkasını öldürebiliriz, ancak bu yaptığımız eylemlerin insanlığımızla en derin seviyede çeliştiğini de biliriz. Düşman yerleşimlerini "tamamen yakma" operasyonlarını yönetmiş olan General William Sherman bile savaş hakkında tek bir iyi sözcük bile kullanmıyor: "Savaşmaktan dolayı yorgun ve hasta düşmüş durumdayım. Savaşta kazandığınız şan ve şeref tamamen bir saçmalıktan ibaret. Savaşmanın erdemlerinden bahsedenler, sadece hayatı boyunca bir kere bile ateş etmemiş veya kanlar içinde ölüme terk edilmiş bir yaralanın yardım çığlıklarını ve iniltilerini duymamış olanlardır. Savaş, cehennemin ta kendisi."
Sayfa 336 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Alman araştırmacı Tania Singer, acı içinde kıvranan birisini seyreden erkek ve kadınların beyin taramalarını gerçekleştirerek, nasıl tepki verdiklerini test etmiştir. Her iki cinsiyet de acı çekerken gördükleri kişinin acısını derinden hissetmişlerdir. Eline orta şiddette elektrik akımı verilen kişiyi izlerken kendi beyinler- deki acı bölgeleri etkinleşmiş ve sanki acıyı çeken kendileriymiş gibi tepki vermişlerdir. Ancak bu tepki, izledikleri sevdikleri ya da deney öncesinde birlikte dostça oyun oynadıkları bir kişiyse gerçekleşmiştir. Eğer acı çeken kişi, bir önceki oyunda dürüst davranmamış biriyse verilen tepkiler büyük oranda değişmiştir. Aldatıldıklarını düşünen izleyiciler, acı çeken kişinin kendilerini aldatan kişi olduğu durumlarda bundan çok fazla etkilenmemişlerdir. Kadınlar az da olsa yine empati göstermelerine karşın, erkekler tamamen duyarsız kalmışlardır. Aksine, az önceki oyunda adil olmayan kişiye elektrik verildiğini izleyen erkeklerin beinlerdeki zevk alma merkezleri etkinleşmiştir. Bir anda empatiden adalete kaymış ve başkasının cezalandırılmasından memnun olmuşlardır. Belki de, en azından erkekler için düşmanlarının ateşte kavrulduklarını izleyebilecekleri, Tertullian'ın tasvir ettiği bir cennet vardır, kim bilir!
Sayfa 333 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Empati kapıları açık olduğu sürece, erkeklerin de en az kadınlar kadar empatik olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ne var ki, erkekler çıkarlarını ya da mesleki kariyerlerini korumak zorunda kalacakları bir rekabet ortamına girdiklerinde her şey radikal bir şekilde değişir. İnce duygular bir anda kapı dışarı edilir. Erkekler potansiyel rakiplerine karşı acımasız olabilirler: Yollarına çıkan kim olursa olsun ortadan kaldırılmalıdır. İş bazen fiziksel dürtülerin açığa çıkmasına kadar varabiliyor. Örneğin, Afro-Amerikalı eski bir başkan adayı olan Jesse Jackson, deneyimsiz olduğunu düşündüğü Barack Obama hakkındaki duygularını 2008 yılında dile getirmişti. Bir televizyon programının reklam arasında söyledikleri gizlice kaydedilen Jackson, Obama'nın "taşaklarını koparmak" istediğini söylüyordu. Bazı durumlarda ise, olaylar gerçekten fiziksel boyuta taşınabiliyor, tıpkı Microsoft'un başkanı Steve Ballmer örneğinde olduğu gibi. Ballmer, oldukça deneyimli mühendislerinden birinin rakipleri Google için çalışmaya başlayacağını duyduğunda oldukça sinirlenmiş. Ballmer'ın yanındaki sandalyelerden birini kaldırıp fırlattığı ve önündeki masayı yumrukladığı söyleniyor. Bu şempanzevari gösteriden sonra, Google elemanlarını becerip, öldürmek istediğine dair uzun bir nutuk çekmiş.
Sayfa 330 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Reklam
Kadınlara göre daha baskın ve genel anlamda zıtlaşmaya ve şiddet uygulamaya daha yatkın oldukları için, erkeklerin empati düğmesini çok daha kolayca kapattıklarını düşünebiliriz. Erkeklerin de empati kurduğu yadsınamaz, ancak bunu yaparken çok daha seçici olurlar. Kültürlerarası çalışmalarda, dünyanın her yerinde kadınların erkeklere göre daha empatik kabul edildikleri öne sürülüyor. Hatta o kadar ki, bu düşüncede olanlar kadınların beyninin (erkeklerin değil!) empatiyle bütünleşik olduğunu savunuyorlar." Erkekler ve kadınlar arasındaki empati farklılığının bu kadar kesin sınırlarla ayrılabileceğini düşünmüyorum, ancak yeni doğan kız çocuklarının kendilerine bakanların yüzüne erkeklere göre daha fazla baktıkları da bir gerçek. Büyüme dönemlerindeki kızlar, erkeklere nazaran daha sosyal, duygusal ifadeleri anlamada daha başarılı, seslere karşı daha duyarlı oluyorlar ve birisini incittikten sonra çok daha yoğun pişmanlıklar yaşayıp diğerlerinin bakış açılarını çok daha başarılı bir şekilde anlıyorlar. Carolyn Zahn-Waxler, sıkıntılı aile üyelerine verilen tepkileri incelediği çalışmasında, kızların diğer insanların yüzlerine daha fazla baktıklarını, çevrelerindeki insanlara daha fazla fiziksel destek verdiklerini ve "İyi misin?" gibi kaygı belirten ifadeleri daha sık kullandıklarını tespit etmiştir. Erkek çocukları ise, başkalarının duygularına karşı daha ilgisiz, daha fazla eylem -ve özne- odaklı, oyunlarında daha kaba ve toplu fantezi oyunlarına karşı daha mesafelidirler. Erkeklerin tercihinin, birlikte bir şeyler inşa etmek gibi ortak eylemlerden yana olduğunu görüyoruz.
Sayfa 328 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Dikkatle bakıldığında, dünyadaki sorunların büyük bir kısmının matruşkalarındaki empati merkezi boş kalmış insanlardan kaynaklandığı görülecektir. Başkalarının bakış açılarını anlayacak zihinsel yeteneklere sahip olmalarına karşın âdeta başka bir gezegenden gelmiş yabancılar gibi, kendilerinde başka insanlara yönelik en küçük bir duygu kırıntısına rastlamak bile mümkün değildir. Sahte empati kurmada oldukça başarılıdırlar. Gerçeklik ve ahlaka karşı duydukları tiksinti öyle bir boyuttadır ki, Makyavellici yetenekleri sayesinde gücü elde ettikleri andan itibaren, başkalarını kandırarak kendi şeytani planları uğrunda kullanmaktan asla tereddüt etmezler. Otoriteleri her şeyin üstünden silindir gibi geçtiği için, geçen yüzyılda yaşanan Almanya örneğinde olduğu gibi, bazen bütün bir toplum karizmatik bir psikopatın fantezilerine kendisini tamamen kaptırabilir.
Sayfa 325 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Psikopatlar, başkalarının isteklerinin, gereksinimlerinin ve hatta zayıflıklarının ne olduğunu anlamalarına yardım eden bilişsel bütün dış katmanlara sahip olmalarına karşın, kurbanlarının davranışlarından zerre kadar bile etkilenmezler. Bir başka teoriye göre, psikopatlar daha küçük yaşlarda kendilerini yanlış bir öğrenme yoluna sürükleyen gelişimsel bir bozukluktan" dolayı bu hâle gelirler. Eğer normal bir çocuk kendisinden daha küçük kardeşini ağlatmışsa, bu yaptığının başkalarını rahatsız ettiğini öğrenebilir. Yani çocuklar, kaçınmalı şartlandırma ilkesinde belirtildiği gibi, başkalarına vurmamayı ya da rahatsızlık vermemeyi deyimleri yoluyla öğrenebilirler. Bütün sosyal hayvanlar gibi çocuklar da, eğer eğlenmek istiyorlarsa oyun arkadaşlarını acı içinde bırakmanın iyi bir düşünce olmadığını keşfederler ve yaşları ilerledikçe, kendilerinden daha küçük ve daha zayıf olanlara karşı daha nazik olmaya başlarlar. Ayrıca, aynı büyük bir köpeğin kendisinden daha küçük bir köpekle ya da kediyle oynarken gücünü daha kontrollü kullanması gibi, çocuklar da güçlerini kontrollü kullanmayı öğrenirler. Yoksa 600 kiloluk bir kutup ayısı, kendisinin onda biri kadar bile çekmeyen bir Husky yavrusu ile başka türlü nasıl oynayabilirdi?¹⁸
Sayfa 324 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Perspektif alma ve empati arasındaki bağın kalıcı şekilde hasar görmesi olarak tanımlanan bir akıl hastalığı var. "Psikopatlık" şiddetle kol kola giden bir hastalık ve en yoğun hâliyle Ted Bundy ve Harold Shipman gibi seri katillerde ya da Joseph Stalin, Benito Mussolini ve Saddam Hüseyin gibi soykırımcı kişilerde kendisini açık ediyor. Bu hastalık, kendisi dışında hiç kimseye güvenmemenin yarattığı anti-sosyal kişilik özelliği olarak tanımlanıyor.
Sayfa 323 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
444 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.