“Şahit ol ya Rab! Vasiyetimdir, bölünmeyin, birbirinize düşmeyin. Siz Türk’sünüz. Dininiz, cinsiniz uludur. Hakkını verin ki Hakk hep sizinle beraber olsun, yar ve yardımcınız olsun.”
"Anladım ki hayatın gerçekleri acı. O masallar olmasa küserdik belki hayata. Masallarda hayal üretilir, hakikate dönüşsün diye... O masallar sayesinde hayallerimizi yitirmedik."
Bir veliye sormuşlar: "Baba erenler bu dünyada olmayan bir şey söyle." Hakk dost "Aaa" demiş, "bunu düşünmeye bile mahal yok. Rahattır evlat, rahat... Bu dünyada olmayan şey rahattır."
Anadolulular. Çok saftırlar. Bizim coğrafyada soydaş ve kardaşlarına nazaran çok yumuşak başlılardır. Temiz çocuklar.
Bir türkü tutturmuşlardı. Lisanından tam çözemiyordum ama gönlüme dokunmuştu. Kopuzumu aldım, eşlik ettim onlara.
Ah bre canlar. Aynı aileyiz biz. O sıcaklığı, ruhi yakınlığı duymamak mümkün değil. Yazık olacaktı. Türk Türk'e kılıç çekecek; kardeşler birbirini katledecekti. Biz mi yanlış yaptık, yapıyoruz; yoksa kader miydi kötü olan?
"Bende Türk kanı vardır; alicenap, affedici... Cemal. Bende bir de Moğol kanı vardır. Celalli. Şimdi o akıyor damarlarımdan. Duymuştum şu laubaliliği. Farisi rezilliğini. Gözlerimle şahit olmak istedim. İstedim ki cezam adil olsun. Türk'ün adaletine yakışsın."
Mutluluğun kalıcı olduğu nerede, hangi devirde görülmüş? Yoo, Tanrı değil, insanlar reva görmez. Tanrı cömerttir, verir. Ne var ki insanlar hasettir, çekemez, mutlaka bir çomak sokar, punduna getirince.
Tarihi olayların hikaye şeklinde yazılmasını her zaman çok sevmişimdir. Kendimi direkt olayların içinde gibi hissediyorum ve okuması çok keyifli oluyor. Bu kitap da o şekildeydi. Çok severek ve etkilenerek okudum. Mim Kemal Öke’nin okuduğum ilk kitabıydı bu eser. Dili oldukça akıcı ve güzeldi. Muhtemelen diğer kitaplarını da okumaya devam
Tanrı Dağları biraz farklıdır, özeldir. Başka yakındır orası Tanrı'ya. İnanın sadece yüksek bir dağ oluşundan değil. Büyülü havasından... Manevi ilkiminden olsa gerektir. Tanrı'yı hatırlatır ilk bakışta bile. Baktıkça Tanrı'nın, Tanrı Dağları'nı yaratanın haşmeti karşısında hayret ve dahi hayranlık duyguları kaplar sizi.
Biz Türkler, Tanrı Dağları'ndan çıktık tarih yolculuğuna... Orada noktalanacak serüvenimiz herhalde, gökler yapılıp da kıyamet kopunca. "Allah'tan geldik, Ona döneceğiz" hükmünü çağrıştırmakta aynı zamanda...