Enver Paşa Lenin'e Karşı

Cemal Kutay

Oldest Enver Paşa Lenin'e Karşı Posts

You can find Oldest Enver Paşa Lenin'e Karşı books, oldest Enver Paşa Lenin'e Karşı quotes and quotes, oldest Enver Paşa Lenin'e Karşı authors, oldest Enver Paşa Lenin'e Karşı reviews and reviews on 1000Kitap.
ÖNSÖZ DESTAN... FAKAT HAKİKAT! Elinizdeki kitapçık, roman değildir: Çeşitli sebeplerle bugüne kadar ifşa edilmemiş bir kahramanlık destanının hikayesidir. Boğuşanlar, Türkler ve Moskoflardır. Tarihi düşmanlar; İmparatorluğumuzun son devrinde, ordularımıza kumanda eden Enver Paşa'nın şahsında, Ana Vatanda ölüm - kalım mücadelesi yaptılar.
Enver Paşa kılıcıyla kalabalığı selamladı ve arkasında rüzgâr gibi uçan süvarilere karşı dağları işaret etti. Karamedniye..." Hürriyete!...
Reklam
119 syf.
·
Not rated
Cemal Kutay’ın Enver Paşa’nın Türkistan mücadelesi sırasında yaşadıklarını ve şehadetini anlattığı tarihî bir yapıt. Yapıtta Hacı Sami Bey gibi o tarihlerde Enver Paşa’nın yanında bulunan arkadaşlarının aktardıkları bilgiler de yer almaktadır. Tarihî olduğu kadar duygusal bir eser olduğunu da söyleyebilirim. Eserin basım tarihi 1955. Bu durum ise bulunmasını biraz güçleştiriyor. Eserdeki alıntılardan birinde Hacı Sami Bey şöyle diyor: “...Türkistan’a asla macera maksadıyla girmedi. İstediği zaman Afganistan’a geçebilirdi. Burada Paşa’yı ikram ve itibar beklemekteydi. Amanullah Han’ın, Paşa’ya tarifi imkansız hürmeti vardı. Ancak o daima şu sözü tekrarlıyordu: ‘Ya müstakil bir Türkistan ya ölüm’... bu uğurda nasibine ikincisi düştü.”
Enver Paşa Lenin'e Karşı
Enver Paşa Lenin'e KarşıCemal Kutay · Ekicigil Tarih Yayınları · 195520 okunma
. Kafkas cephesine giden Türk kıtaları zafer şarkıları söylüyorlardı: Kafkasya dağlarında çiçekler açar Altın gümüş olmuş sırmalar saçar Bozulmuş Moskoflar yel gibi kaçar Kader böyle imiş heybetli ana, Canım feda olsun öksüz vatana. Vatan, gerçekten öksüzdü ve yiğit evlâtlar, onun kurtuluşu için canlarını seve seve vermiye koşuyorlardı.. .
. Fakat Enver Paşanın büyük rüyası, Pan-Türkizm ve Pan-Turanizm'di.. Din ve telâkki farkı ne olursa olsun bütün dünya Türk ve Turan ırkının kendi hudutları içinde müstakil, federatif birlik oluşu.. Bu muazzam ideal, Enver Paşanın ruhuna ve yaradılışına intibak eden şövalersk gaye idi. .
. Enver Paşa, daha sonrasını düşünmüyordu. Kadere büyük bir inkıyadı olan bu cesur ve idealist asker, mağlûp vatanının acısını dindirecek neticeleri elde etmek veya bu uğurda ölmek kararındaydı. .
Reklam
. Zeki Velidî (Togan) Bey bu görüşmeyi şöyle anlatıyor: — Enver Paşayı hayatımda ilk defa görüyordum. Enver Paşanın, son Türk tarihinin mühim şahsiyetlerinden birisi olduğunda bir müverrih olarak kanaatim kat’î idi. Nitekim hâlâ da aynı fikirdeyim. Bilhassa Türkistan istiklâli uğrunda şehit olduktan sonra onun idealist şahsiyeti üzerinde münakaşa dahi yapılamaz. Bu zat, Türk ve cihan hayatı sahnesindeki mevkiini, hiç de tesadüflere borçlu değildir. Bence 1914-1916 senelerinde Çanakkale ve Anafartaları mücîz bir muvaffakiyetle müdafaa eden Türklerin başında bulunan zevat, elbette son Türk tarihinin en mühim simalarıdır. .
. Ruslarla mücadele için ne yapılmak lâzımsa yapılması icab ettiğini, şimdi kendisini Türklerin Ana Vatanında hissettiğini, bu mübarek topraklara yazık olduğunu, eğer âkıbetini hissettikleri halde, ecdadın yaşadığı ve dünyaya şöhret verdiği bu tarihî toprakları Bolşevik zulmüne bırakırlarsa, neslimize ahfadın lânet edeceğini anlattı, öyle gönülden konuşuyordu ki, heyecan duymamak imkânsızdı. Bir tarihçi olarak, karşımdaki adamı tetkik ettim: Hayatla hiç bir alâkası yoktu. O ânda Türklük için ölebilirdi. Karşımda devirlere istikamet vermiş olan insanların haleti ruhiyesi bahsinde belki bir daha rastlamıyacağım tipik bir misal vardı... (Zeki Velidi Togan ) .
. Yanında Hacı Sami olan Paşa, kalabalığın toplandığı meydanda atına atlıyarak halka hitab etti: «— Irkdaşlarım.. Kandaşlarım.. Dindaşlarım.. Türkistanın istiklâli savaşına katılmak üzere geldim. Beni dinleyin: Mücadele sert ve çetin olacaktır. Her gittiğim yerde bu söylediklerimi söyliyecegim. Eğer, çoluk çocuğunun hayatından korkan, topraklarının elinden alınacağını düşünen, cezaya çarpılacağından kaygulanan varsa, yerine dönsün... Yok esir yaşamaktansa er meydanında savaşmaya hazır olanlar varsa, bizimle beraber gelsin ve sonuna 'kadar safdan ayrılmayacağına Allah ve namusu üzerine yemin etsin...» Seksenlik ihtiyarlar bile tereddütsüz Paşanın etrafında toplanıyorlar, Allah ve namusları adına yemin ediyorlardı... Cengizlerin, Timurların, Kutbeddin Mehmedlerin, Alâettin Tekişlerin, Sencerlerin, Celâleddin Harzemşahların at oynattıkları bu tarihi topraklarda, Türklük, yine şan ve şerefle baş kaldırıyordu... .
. ...Akçorin adlı Kazan'lı bir komünist, bana bir mektup yazdı: «—Siz Türkiyelisiniz Memleketiniz düşman istilâsı altındadır. Onu müdafaa için geldiğiniz yere gidiniz dedi. Duyduğuma göre, siz de böyle bir hitap ve kanaatta bulunmuşsunuz. Size şunu hatırlatmak isterim: Türkiyemde vatanımı müdafaa edenler vardır ve kalbim burada olduğu gibi oradadır da... Fakat ben bugün, oradan farkı olmıyan yine Türk Anayurdundayım. Burası da orası kadar benim vatanımdır. Oraya ve buraya aynı derecede emek vermiye ve hizmet etmiye nefsimi borçlu addederim. Şimdi size netice olarak hâlisane şunu söyliyeceğim: Hakikaten buralarda sulh ve sükûn istiyorsanız, yapılacak tek bir iş vardır: Buhara hududunu terkedip Türkistan'ı serbest bırakınız... Bura halkı da hürriyet ve istiklâllerine kavuşsun.» (Enver Paşa'nın, Bolşevik Hariciye Komiser muavini Karahan'ın mektubuna cevabı) .
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.