Bilme süreci tarihi olarak batıni (içkin, ç.) yasalara göre işlemez; düşünme süreci "nesnelerin doğası"nın ya da saf mantıki imkan formlarını izlemez sadece; düşünme sürecini motive eden bir iç diyalektik değildir. Tersine, düşüncenin fiilen doğuşu ve kristalizasyonu, birçok önemli noktada çok farklı türde tarih-dışı faktörün (insanın biyolojik yetenekleri vb., ç.) etkisi altındadır. Bunları varoluşsal faktörler denir.