Erkek Olmanın Tehlikeleri sözleri ve alıntılarını, Erkek Olmanın Tehlikeleri kitap alıntılarını, Erkek Olmanın Tehlikeleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Erkeğin, bilinçaltında, kadınsız yaşayamayacağından korktuğuna inanıyorum. Kadınına karşı geliştirdiği güçlü bağlanmanın dışında çoğu kez yalıtılmış, yabancılaşmış bir insandır
"Geleneksel kadın ve erkek davranışında ve rol tanımları arasında rahatlıkla gidip gelebilen kadının akışkanlığından erkek yoksundur. Kadın, bir eş olabilir, anne olabilir ya da bir şirket yöneticisi olabilir. Tipik kadınsı bir tarzda veya erkeksi tarzda giyinebilir. Örgü veya yemek gibi 'kadınsı' ilgilere sahip olduğu için sevilir, ya da 'erkeksi' işlerde erkeğin uğraşlarını paylaştığı zaman hayranlık uyandırır. Bu onu, 'bir erkeğin kadını' yapacaktır. Cinsel açıdan girişken veya pasif olabilir. Buna karşılık erkek, katı bir şekilde erkeksi tutumun tutsağı olmuştur ve bu tutumdan saptığı zaman açık veya örtülü birçok yoldan ağır bir şekilde cezalandırılmaktadır."
"Yaygın bir kültürel mite göre kadın - erkek ilişkisinde kadın daha bağımlıdır. Erkeğin coşkusal açıdan sığ olduğu ve bir kadınla derin, yakın bir duygusal ilişki kuramadığı söylenir. Ne var ki klinik deneyimleri, bu 'sığlığın' erkek tarafından kendi duyarlığını ortaya vurmaktan kaçınmak için kullanılan bir özkoruyucu araç olduğunu düşündürmektedir. Yani, erkek, kadına yönelik yakınlık duyğusuna ve bağımlılığa direnir çünkü kadın bir kere bilinçaltı savunmasını aştığı an, erkek, derin ve neredeyse tam bağımlılık derecesinde kadına bağlanır. Özellikle ilk evliliklerde birçok erkek bilinçsizce, anneleriyle olan türden ilkel bir bağımlılık ilişkisi aramakta ve beklenmedik bir şekilde memeden kesilen be bek gibi, bu rahatlık kaynağından olunca öfkeye kapılmakta ve umutsuzluğa gömülmektedir."
Birçok erkek, sağlıklı yemekler veya hafif vejeteryan diyetleri yemeye negatif tepki gösterir. Maço erkekler sık sık bu diyetleri "tavşan yemi" gibi aşağılayıcı deyişlerle anlatmaktadır. Diyet konusundaki bu katılık hem çelişkili hem de trajiktir. Çelişkilidir, çünkü birçok erkek, özellikle kol gücü gerektirmeyen memurlar, sanki eskinin avcı-savaşçılarıymış gibi yemeye devam etmekte ve bu süreçte kendi bedenlerini hızlı çökertmektedirler.
Ağır et yemekleri ile erkeklik arasındaki ilişki birçok açıdan talihsiz bir ilişki olabilir. Son zamanlarda Amerikan Kanser Derneğine, beslenmeyle ilgili kanserin, erkeklerdeki kanser vakalarının %30'unu oluşturduğu rapor edilmiştir. En yaygın kanser türü olan bağırsak kanseri de yüksek kolesterola katkıda bulunduğu bilinen sığır etiyle bağlantılıdır.
Genç bir kadının peşinden koşan yaşlı bir erkeğin, "bunak, yaşlı erkek" mi yoksa "asri ve ilginç" mi olduğu, çoğu durumda parasına ve konumuna bağlıdır.
Kültürümüzde genç erkek, cinsel arenada meydan oku ve fethet parolasıyla şartlandırılır. Genç akranları tarafından, olabildiğince çok kızla "birlikte olma" beceresiyle pekiştirilir. "Sağlıklı" olsun ya da olmasın, bu onun toplumsal mirasıdır: mücadele ettiği, cesurca üstesinden gelmeye çalıştığı ve kendinden nefret etmesine yol açan bir miras. Öte yandan geleneksel olarak kadınların çoğu cinselliği, kalıcılığa ve evliliğe giden bütünsel bir sevgi ilişkisinin bir parçası olarak görmeye koşullandırılmaktadır.
On iki yaşındayken bir keresinde ağladığım için babam benimle alay etti. O anda, bir daha asla ağlamayacağıma yemin ettim. Ve bu yemini yıllarca tuttum. Sonunda ağlamanın iyi bir şey olduğunu, erkeklerin de ağlamaya ihtiyaç duyduğunu kavradığım zaman, artık ağlamayı beceremediğimi fark ettim.
"... Erkek çocuklar fiziksel olarak kızlardan daha saldırgandı ancak... 'oyuncak ayı' gibilerdi. Davranışları oldukça doğrudan ve aktifti. Tersine... Saldırgan olan kızlar ise 'dürüstlükten uzak ve sinsi olma' eğilimi gösteriyordu."