Cilt 2

Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber

Mazhar Müfit Kansu

Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber Quotes

You can find Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber quotes, Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
"Özellikle kadınlarımız savaşla mücadelede; kahramanlarımızdı!"
"Maraş'ta Kayabaş mahallesinde sakin Bitlis defterdarının haremi hanım, Maraş'ta Avrupalıların ve yerli Ermenilerin iştirakiyle açılan mukatelede birçok Müslüman hanüınanlarının sönmekte olmasından ve zavallı Müslüman ailelerinin her nevi tecavüz ve taarruz altında kan dökmeğe mecbur kalmasından mütevellit ifratı teessürle hanesinden açtığı mazgallardan İslam mahallâtına hücum eden düşman üzerine ateş açarak sabahtan akşama kadar müsademe etmiş ve sekiz kişiyi telef etmeğe ve bir hayli mecruh verdirmeğe muvaffak olmuştur. Akşam üzeri karanlıktan bilistifade erkek elbisesiyle hanesini terketmiş ve kemali celâdetle mücahidini İslâmiye safları arasına karışarak Maraş'lı kardeşlerimizin teşkil ettiği abidei hamiyet ve besaleti tetviç etmiştir. Osmanlılığın bu ulvi ve fedakar kahramanını, Kuvayı Milli­ yenin bu büyük ve mukaddes hemşiresini bütün mevcudiye­timiz ile tebcil ederiz."(Hâkimiyeti Milliye Gazetesi)
Sayfa 583 - Türk Tarih Kurumu
Ekmekçiye bile verecek paramız kalmamıştı. Mustafa Ke­mal Paşa ile bu ciheti görüşürken bulduğum çareleri eskisi gibi kabul etmedi ve yarı geceye kadar hep düşündük ise de para tedariki hususunda bir karar ve neticeye vasıl olamadık. Çünkü bankalardan ve müessesattan ödünç bile olsa para almayı Paşa'ya bir türlü kabul ettiremedim. Ne yapacaktık? Benim bir kürküm vardı; Erzurum'lu Nafiz Bey'e müracaatla sattırılmasını rica ettim. Nafiz Bey: "Kanunusani içindeyiz, ne giyeceksin?" diye satmamakta ısrar ettiyse de bu ısrar, ne olursa olsun, kulağıma giremezdi. Aç mı kalacaktık?
Sayfa 506 - Türk Tarih Kurumu
Reklam
2023 cumhurbaşkanlığı bütçesi 6.7 milyar TL. Günlük 18 milyon.
Ankara'ya gitmek zamanı yaklaşıyor. Hazırlanmak için lazım gelenlere emir verdim. Sen de kesenin ağzını aç bakalım .. Ben - Hangi kesenin ağzını, ağzı açılacak kese mi var ? Mustafa Kemal Paşa - Şakayı bırakalım, yol için para lazım. Mevcudumuz nedir ? Ben - Hangi mevcut, bir iki liramız var! Mustafa Kemal Paşa - Çare düşünelim. Ben - Çaresi, bankalardan biraz ödünç para almak. Mustafa Kemal Paşa - Bu kat'iyen caiz değildir. Maluma bize İstanbul, yani Ferit Paşa Celali eşkıyası diyordu. Şimdi de bankaları soymağa başladılar diye aleyhimizde propaganda­lara başlarlar. Başka bir çare düşünelim.
Sayfa 134 - Türk Tarih Kurumu.
Soğuk şiddetli, sıfırın altında on yedi idi. Araba açıktı.
Bedri Bey: "Ah bir sıcak çay olsa!" dedi. Ben gayri ihtiyari güldüm. Yerler karla örtülü, ara sıra da kar yağıyordu. Dedim ki : "Çay, o nerede, görmüyor musun üzeri­mize kar yağıyor. Ağzımızı açarak çay yerine kar helvası yemek vaziyetindeyiz." Bedri Bey : "Öyle ise, buyurun!" diye elime bir termos verdi. Meğerse hareketten evvel bu termosa çay koydur­muştu; hala sıcaklığını muhafaza ediyordu. Hem de içine şeker de koydurmuştu. Termosun kendi bardağını doldurarak içtim. Bedri Bey de içti. Zavallı şoför de termosnu dikerek yudum yudum içmeğe başladı.
Sayfa 460 - Türk Tarih Kurumu
Bu Ali'de az değilmiş ha! M. Müfit'i şikayet ediyor habire :)
Emirber Ali odaya girdi, Paşa'ya hitaben: - Efendim yarına kömür yok, odun da yok! dedi. Paşa gülerek: - Bana ne söylüyorsun; Mazhar Müfit Bey'e müracaat et! cevabını verdi. Ali: -İki gündür söylüyorum, alınmasına emir vermiyor..dedi. Mustafa Kemal Paşa bana hitaben: - Yahu, niye emir vermiyorsun? Bak, yarın kömür, odun yokmuş. Diyerek, Ali'ye döndü: - Yarın emir verir, haydi sen git, bize birer kahve pişir. Ali çıktıktan sonra Paşa: - Anladım, galiba yine para tükendi! dedi. Ben - Onun gibi bir şey, biraz kömürle bir iki araba odun almak çaresine bakarız.
Sayfa 390 - Türk Tarih Kurumu
Bir gün Anadolu lokantasında yemek yiyordum. Ankara'da o zaman en iyi, tek bir lokanta vardı. O da bu idi. Orada Neue Freie Presse adlı Avusturya gazetesinin Ankara'ya gelen bir muhabiri de yemek yiyordu. Bu zatla bir gün evvel Mecliste riyaset(başkanlık) odasında tanışmıştım. Yanıma geldi, aramızda şöyle bir muhavere(karşılıklı konuşma)geçti: - Haberiniz olsa gerek, sizi tebrik ederim. - Nedir acaba? - Mustafa Kemal Paşa beni Meclisin riyaset odasında kabul etti ve dedi ki : "Aleni olarak ilk defa size söylüyorum, Cumhuriyet ilan edeceğiz". "Ne zaman ?" dedim. Başını sal­ladı ve : "Çok yakında" dedi. ... Mustafa Kemal Paşa'nın günlerden beri Cumhuriyet ilanı için İsmet Paşa ve arkadaşları ile müzakerelerde bulunduğunu biliyorduk. Gününü tayin bizce mümkün değildi. Bir gece evvel beraberdik. Necati Bey, Vasıf Bey, Yunus Nadi Bey, Mahmut Esat Bey ve sair arkadaşlar da vardı. Mustafa Kemal Paşa gülerek : "Ey, çocuklar, yarın Cumhuriyet ilan ede­ceğiz." dedi. Ve bana döndü : "Erzurum' dan beri ağzından çıkar­madığın Cumhuriyetin işte zamanı geldi, Yarın istediğin kadar Cumhuriyet diye alenen artık bahsedebilirsin."
Sayfa 263 - Türk Tarih Kurumu.
Reklam
69 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.