Eski Roma Yaşantısında Bir Gün

Hilary J. Deighton

Eski Roma Yaşantısında Bir Gün Posts

You can find Eski Roma Yaşantısında Bir Gün books, Eski Roma Yaşantısında Bir Gün quotes and quotes, Eski Roma Yaşantısında Bir Gün authors, Eski Roma Yaşantısında Bir Gün reviews and reviews on 1000Kitap.
Romalılar cinsellik konusunda hiç de çekingen değil­lerdi. Ovidius, edebe aykırı şiirler yazmaktan dolayı (daha politik bir niyetten kuşkulanılmıştır) sürgüne gönderilmişti, ancak onun erotik şiirleri, kesinlikle kırmızı noktalı malze­me olmakla birlikte, çağdaşlarının aşk, tutku ve yitim üzeri­ne yazdıklarından ya da daha erken dönem şairi Catullus'un etkileyici güzellikle ağzı bozuk müstehcenliği birleştirdiği şiirlerinden daha kötü değildi. Hatta Horatius'ta bile bir za­manlar tercüme edilmesi uygun görülmeyen bölümler var­dır. Erotik şiir, kabul gören bir edebiyat türüydü ve Roma halkının eğlence kavramı ile karşılaştırıldığında, masum bile görünüyor.
Sayfa 94 - Homer KitabeviKitabı okudu
Romalı bir kız için sağlıklı egzersiz yapmak bile uzun bir yaşamı garantilemez. Bir kadın için ortalama ömür 27 yıl olarak hesaplanmıştır ve bu, büyük ölçüde hamileliğin tehlikelerinden kaynaklanır. Klasik Dönem'e ait doktor ka­yıtlarını okumak amansız ve korkunç bir deneyimdir. Jine­kolojik bilgiler kimi açılardan oldukça gelişmiş, doktorlar iç beden anatomisini bir dereceye kadar çözmüşlerdir. Ele geçen Roma Dönemi tıp aletleri arasında vajinal ve anal muayenelerde kullanılanlar vardır. Bunlar bir mühendislik harikası gibi görünmekle birlikte, çok acı veriyor olmalıydı­lar (bu aletler karşısında korku ile irkilen hanımlar , aynı gü­zellikte yapılmış olan ve yine kazılarda ele geçen kastrator­lara (iğdiş etmekte kullanılan aletler) erkeklerin göstereceği tepki ile teselli bulabilirler). luvenalis, kadınlar tarafından takdir edilen ve bu araçların kullanılması ile ilgili avantajları anlatırken, çocuk düşürme olmadığını söyler.
Sayfa 61 - Homer KitabeviKitabı okudu
Reklam
Her sınıftan Romalı'nın günlük yaşamı içinde hamamın önemini abartılı bulmak zordur. Hamam, insanı kirlerinden arındırmaktan çok daha fazla işleve sahipti ; sosyal kulüp, gymnasium, halk kütüphanesi, auditorium, hatta sanat galerisi olarak hizmet veriyordu. Romalı bir kadın veya erkek öğleden sonralarının önemli bir bölümünü burada geçirebilirdi, zira olup biten çok şey vardı. Hatta Roma avam takımının asayişini sağla­mak konusunda önemli iki öğe olan ekmek ve arena eğlen­cesine bir üçüncüsünü eklemek gerektiğini de söyleyebiliriz. Ekmek, ayaklanmaya müsait olan şehirli fakir halkın karnı­nı tok tutmaya yarayan tahıl yardımını, arena ise hakim sını­fın kısmen törensel görev olarak , kısmen de kendi reklamını yapmak amacıyla halkı eğlendirmek için düzenlediği çeşit­li oyunları temsil eder; kaldı ki, doldurulması gereken pek çok resmi tatil günü vardı (yıl boyunca 150 günden fazla). Üçüncü öğe hamamdır; halkın temizlenmesi, aynı zamanda eğlenmesi için herkesin yararlanabileceği güzel, geniş, lüks ve sıcak bir mekan sağlanması amaçlanmıştır.
Sayfa 56 - Homer KitabeviKitabı okudu
Öğle yemeği günün ana öğünü olmadığı için hafif yiyecek­lerle geçiştirilirdi; buğday veya arpa ekmeği (arpa özellikle köleler ve fakirler içindi), et veya balık, sebze ve peynir alışılmış yemek tarzıydı. Marcus Aurelius (İmparatorun döne­mi bizim bahsettiğimizden daha geç olsa da bu gibi şeyler fazla değişmemiştir) kent dışındaki yerleşimlerde yenen ba­sit öğle yemeğini tanımlarken, ekmek, fasulye, soğan ve yu­murtalarıyla beraber pişirilen ringa balığından bahsetmiştir.
Sayfa 54 - Homer KitabeviKitabı okudu
Dışarıda (al fresco) yemek Akdeniz ikliminde yaşamanın zevklerinden birisiydi (sivrisinekler rahat bırakırsa) ve pek çok bahçede bir açık hava triclinium'u (yemek odası) vardı. Söz konusu alan, muhtemelen bir tente altındaki basit bir yemek köşesi veya Plinius'un Toscana'daki bahçesinin derinliklerinde yarattığı gibi, ortasında küçük bir havuzun yer aldığı beyaz mermerden rustik bir fantezi olabilir, kimi yiyecekler bu havuzun içinde yüzdürülürdü. Hatta bahçeye açılan ancak kendisi evin içinde yer alan yemek salonları da tasarlanmıştı ve Pompeii villalarıında güzel havalarda yemek için kullanılan oturma odası (oecus ) bulunmaktaydı.
Sayfa 51 - Homer KitabeviKitabı okudu
Romalılar bahçelerden çok hoşlanırlar ve doğal güzellik­lerden ince bir zevk duyarlardı. İşlevsel olduğu kadar zevk için de kullanılan bahçeler, belli şemalara uymakla birlik­te ahenkliydi de.
Sayfa 49 - Homer KitabeviKitabı okudu
Reklam
Fazla mücevher takmak hoş olmayan bir davranıştı, öyle ki Petronius Satyricon'da Trimalchio'nun altınla donanmış karısıyla alay eder. Şiirlerde ise, kadınların aile servetlerini kulaklarında taşıdıklarını anlatan iğnelemelere rastlanır, zira küpeler daima pandantif formunda olup, sevilen bir süslen­me biçimiydi. Bilezikler, kolyeler, diademler ve saç süsleri de takılmaktaydı.
Sayfa 45 - Homer KitabeviKitabı okudu
Şüphesiz pek çok Romalı çocuk için eğitim, ticaret, za­naat ya da ev ile ilgili işleri öğrenmektir. Bu nedenle sabah saatleri babanın atölyesinde, çiftlikte, mutfakta veya evcil hayvanlar , oyuncak arabalar , tahta atlar , ilmekler, kova ve kürekler ve kilden bebeklerle oynayarak geçer.
Sayfa 39 - Homer KitabeviKitabı okudu
Evden ayrılmadan önce latrina'ya (tuvalete) gitmek her zaman iyi bir fikirdir. Her ev böyle bir konforla donatılmış değildi (çok sayıda halk tuvaleti bulunmaktaydı), ancak tu­valete sahip evlerde bu bölüm, kanalizasyon teşkilatını ko­laylaştırmak için mutfâğa yakın bir yere yapılırdı. Hem ev ve hem de genel tuvaletlerde aynı usul izlenir; buna göre kişi alt kısmından kanalizasyona doğru sürekli su akan bir deli­ğin üzerine otururdu.
Sayfa 33 - Homer KitabeviKitabı okudu
Köleler saçlarını ve makyajını yaparken evin hanımı kilitlenebilir mücevher kutusunu yanında taşıyor olmalıydı. Öğle banyo­sundan veya uzun süre açık havada kaldıktan sonra, hanımın tuvaletinde ufak tefek rötuşlar yapılması veya makyajının yenilenmesi gerekebilirdi. Ovidius çok makyajlı hanımlarla ilgili olarak, bunlarıın makyajının terle birbirine karışıp yüzlerinin rengarenk bir hal aldığını anlatır. Bu iştah ka­payıcı görünüşü bir tarafa bırakırsak, kadınların makyajları ile erkekleri etkilediklerini ve bu amaçla kullandıkları kimi maddelerin sağlıklarına zarar vermesini bile göze aldıklarını söyleyebiliriz; örneğin beyaz kurşun en zehirli makyaj mal­zemelerinden biriydi. Ancak yüzüne özen gösteren bir hanım, sabah makyajına başlamadan önce geceden yüzüne sürdüğü ekmek ve sudan oluşan maskeyi çıkarırdı.
Sayfa 22 - Homer KitabeviKitabı okudu
117 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.