Byzas'tan I. Constantinus'a Kadar

Eskiçağ'da İstanbul

Oğuz Tekin

Eskiçağ'da İstanbul Quotes

You can find Eskiçağ'da İstanbul quotes, Eskiçağ'da İstanbul book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Antikçağın içi meyve dolu bereket boynuzu (cornucopiae), Byzantion' da içi palamut dolu bereket boynuzuna dönüşmüştü. Altın ile anlatılmak istenen, palamut balıklarından başka birşey değildir.
Byzantion, boğazdaki akıntının yönü, gemilerin yanaşması ya da kıyıya yakın seyretmesi, boğazdaki trafiğin kontrol altında tutulması ve balıkçılık açısından Kalkhedon' a göre daha elverişli bir konumdadır. Tabii bunların en önemlisi Karadeniz ile olan ticaretin kapısı olmasıdır. Karadeniz'in kuzey ve güney kıyılanndan Ege dünyasına ihraç edilen malları taşıyan gemiler ya da Ege dünyasından Karadeniz' e gönderilen mallan taşıyan gemiler Boğaz' dan geçmek zorundaydılar. Bu nedenle Byzantion bu gemilerden geçiş ücreti alabilir, onların erzak ve diğer gereksinimlerini sağlayabilir ve onlara durup dinlenebilecekleri bir liman vazifesi görebilirdi. Fakat bütün bunlar Karadeniz ticareti ile bağlantılıdır. Bu ticaret yolu ise ancak İ.Ö. 7. yüzyılın ortalarından itibaren önem kazanmıştır. Dolayısıyla, Megaralılar İstanbul Boğazı'na geldiklerinde henüz Karadeniz ticareti önem kazanmamıştı. Farkında olmadıkları bir avantajı değerlendirmeleri çok güçtü. Hatta denebilir ki, Karadeniz kıyılannda ilk koloni kurma girişimlerinde bulunan Miletoslular, o sıralar Karadeniz ile ticaret yapıyor olsalardı ya da Karadeniz ticareti o denli önemli olsaydı, Megaralılar'dan önce onlar Byzantion'u kolonize ederlerdi.
Reklam
Ayrıca, bazı günümüz tarihçilerinin, Megaralılar'ın önce Kalkhedon'u kurmalarını bir hata olarak görmemelerine bir başka kanıt daha vardır: Megaralılar, Kalkhedon'u kolonize ettikten sonra, bunun bir hata olduğunu düşünselerdi, bu hatayı telafi etmek için fazla vakit kaybetmeden Byzantion'u da kolonize etmek isteyebilirlerdi. Oysa, Kalkhedon' dan sonra Selymbria'yı (Silivri) kolonize etmişler ve en son Byzantion'u kurmuşlardır.
Nitekim Strabon da Boğaz' daki palamutlar için şöyle demektedir: " Fakat karşı kıyıdaki Kalkhedonlular, fazla uzakta olmamalarına rağmen, bu zenginlikten pay alamamaktadırlar; çünkü palamutlar onların kıyılarına yanaşmazlar. " Strabon, akıntının palamutları Kalkhedon tarafından Byzantion tarafına sürüklediğini söylemektedir. Strabon dışında başka antik yazarlar da Boğaz' daki balık bolluğundan söz etmektedir.
Byzantion'un Roma İmparatorluğu döneminde basmış olduğu sikkelerde bazen yan yana iki palamut balığı, bazen de iki palamut balığı arasında bir yunus betimlenmiştir.
Altın Boynuz ve Palamut
Strabon, Haliç'i geyik boynuzuna benzetir. İ.S. 1. yüzyıl Latin yazan Yaşlı Plinius ise Haliç'ten "Alnn Boynuz" olarak söz ederek, niçin o şekilde adlandırıldığını da söyler: " ... Marmara Denizi'ni Karadeniz'e bağlayan Trakya Boğazı'nda (İstanbul Boğazı), Avrupa ve Asya'yı ayıran Boğaz'ın en dar yerinde, Asya yakasındaki Kalkhedon yakınında, dipten yüzeye doğru suyun arasından parıldayan şahane beyazlıkta bir kaya vardır. Palamutlar bu kayayı birden bire karşılarında görünce her zaman ürkerler. Sürü halinde dosdoğru karşı taraftaki Byzantion burnuna (Haliç'e) yönelirler. Buranın "Altın Boynuz" olarak anılmasının nedeni de budur. Sonunda tümü Byzantion'da yakalanır."
Reklam
26 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.