Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Etik Ahlak Felsefesi

Ahmet Cevizci

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Hobbes’a göre, söz konusu doğal savaş halinden çıkmak insanın çıkarına olup, aydınlanmış egoizmin bir gereğidir ve bu kurtuluşu sağlayacak olan şey de doğa yasasıdır.
Sayfa 70
İnsanın rasyonel karar ya da buyruklarıyla fiziki yasalar arasındaki boşluğu arzu ve iradeye ilişkin görüşünü temele alarak kapatmak amacı güden filozof için, istek bir nesneye doğru olan, bedendeki fizyolojik süreçlerin yarattığı hareket, iyi de isteğin kendisine yöneldiği şeydir. Buna göre, istek, arzu ya da aşkın nesnesi her ne olursa olsun, ona iyi; tiksinti ya da nefretinin objesine de kötü diyen öznedir. Tam bir etik öznelciliği ifade eden bu yaklaşıma göre, mutlak ve basit olarak, yani insandan bağımsız bir biçimde iyi, kötü ve değersiz olan hiçbir şey yoktur.
Sayfa 67
Reklam
Epikuros
Mutlu bir hayatı meydana getiren ne ardı arkası kesilmeyen içki alemleri, ne güzel çocukların ve kadınların verecekleri zevk, ne de zengin bir sofranın sunabileceği nefis balıklar ve başka yemeklerdir.
Hobbes, doğa durumunda, yani ortak bir otoritenin yokluğunda, daha doğrusu devlet olmadığı zaman, herkesin herkese karşı savaş hali içinde olduğunu söyler.
Sayfa 69
Doğalcılık
İnsan aklını da değeri tanıyacak, değer yaratacak veya taşıyacak bir melekeden ziyade, iştihanın veya arzuların muhtemel sonuçlarını hesaplama yetisine indirger. İnsana üstün veya yüce görüşler ya da ahlaki hakikatler sağlamayan akıl, ona sadece sonuçları daha iyi hesaplama gücü verir. Karar vermeyi yalnızca insanın en güçlü isteğinin ortaya çıkması; onun yaptığı şeyden çok başına gelen bir şey olarak değerlendiren; bir karara varmayı hareket halindeki cisimlerin daha karmaşık sonuçlarına eşitleyen Hobbes’un yaklaşımında, irade de iştihanın veya arzuların çatışmasının bir sonucuna indirgenir.
Sayfa 66
Camus
Buna göre, Sisyphos'un temsil ettiği saçma insan, saçmayı kabul etmekle birlikte, ona meydan okuyarak yaşayan insan, Tanrı'sız insandır; o, Tanrısız olduğu için de, yarınsız ve umutsuz insandır. Onun kendine ait birtakım doğruları vardır, elbet. Bu doğruların en belli başlıları, ölümün bir son olduğunun bilinmesi, insan için biricik hakika­tin saçma olduğunun farkına varılması, asla boyun eğilmemesi gereken bir alınyazısına sahip olunması, umutsuzluk ve kötü­lüktür. O, bu doğruları dürüstlükle kabul eden, saçmayı anlayan ama kaderine de hiçbir şekilde boyun eğmek istemeyen biridir. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, ölümü değil, fakat hayatı seven ve kendini başkaldırıda doğrulayan ve olumlayan insan, işte o saçma insandır. Saçma insan yaşanmaya değmeyecek bir hayatı kendisi ve başkaları için yaşanmaya değer bir hayat haline getirmeye çalışandır. O kendini çeşitli alanlarda ve çeşitli şekillerde gerçekleştirmeye çalışarak mutlu olmanın yollarını arar.
Reklam
Ahlaki yargılar, olgusal veya betimsel olmayıp, sadece duygusal ifadelerdir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.