Evliya Çelebi tarafından 17. yüzyılda yazılmış olan Seyahatname; gerçekçi bir gözle izlenen olaylar, yalın ve duru, zaman zaman da fantastik bir anlatım içinde, halkın anlayacağı şekilde yazılmıştı. 10 ciltten oluşan bu eser, Evliya Çelebi'nin gezip gördüğü yerleri kendi üslubu ile anlatmaktaydı. Eser bu yönden Türk kültür tarihi ve gezi edebiyatı
Bu seçme seyahat anıları ile 51 yıl boyunca Evliya Çelebi nın gezdiği yerleri bizde gezmiş ,tanımış olduk. Şehirleri, yolları medreseleri camileri mesire yerlerini nehirleri çeşmeleri köprüleri yemekleri konuştuğu diller gibi ne gördüyse duyduysa yazmış. Kitapta unutamadığım bir bölümünü paylaşmak ister. Hamsi balığı ile ilgili gözlemi şöyle:" Bunlardan fazla sevip uğruna bin can ile kurban oldukları, alım satım sırasında kavga edip kan akıttıkları balık, canım "hapsi" balığıdır. Hamsin gününde ortaya çıktığı için "hamsi" balığı derler. Kırk türlü yemeğini pişirirler ki her birinde birer eşit hasıl olur.Çorbası, yahnisi kebabı, böreği, baklavası ve çorbasının her türlüsünü pişirirler." Tamamı 10 cilt olan seyahatnameyi sadeleştirerek seçmeleri hazırlayan Seyit Ali Kahraman a teşekkür ederim. Herkese tavsiye ederim.
Şehrin kıble yönü dışındaki ovada Molla Şeyh Hoca Nasreddin gömülüdür. Kendisi Aksehirlidir. İkinci Murad'a yetişip Yıldırım Han zamanında yaşamıştır. Erdemli,hazır cevap, keramet sahibi, filozof, din ve dünya işlerinde doğru bir ulu can idi.
Öyle mi halim felek?
Dil bilmez felek,
Kestin can bahçesinden,
İki nihalim felek.
Lalanın dünyası ne?
Aldanma dünyasına,
Dünya benim diyenin,
Gittik dün o yasına.