Göklerin ve yerin yaratılışı dillerinizin meleklerinizin farklılığı da Allah'ın ayetlerindendir kuşkusuz bilgi sahipleri için bunda ibret vardır. (Bak. Tum Suresi 22)
Allah vahyinin insanlar tarafından anlaşılması için, onları yine onların dili ve anlayışları ölçüsünde buyruklarını indirmiştir. Allah, kendine ait kelamı insana ait bir lisan vasıtasıyla beşer seviyesine indirmiştir. Çünkü lisan toplumsal bir olgudur. O, toplum arasındaki iletişimi aracılık eder kelam ise anlamı olan vahiydir Dolayısıyla lisan kelimesi ister Arapça olsun ister başka diller olsun kullanımda hiçbir zaman Allah'a izafe edilmemiştir ve edilemez.
Allah'ı '' Bir''liğinden maksat, sayıksal anlamda 'iki' nin yarısı olan 'bir' değildir. Çünkü Allah, zaman ve Mekandan münezzeh olduğu gibi sayıdan da münezzehtir. Allah hiçbir şeye benzetilemeyeceği gibi sayı ile de ifade edilemez. Buradaki 'Bir' ''birleştirici ortak değer' dir.Allah'ın birliğinden maksat, O'nun bütün insanların ortak Rabbi ve Allah'ı olmasıdır.Bu bakımdan bir kimse Allah'a inansa bile, O'nun aynı zamanda bütün insanların ortak Allah'ı olduğunu kabul etmiyorsa, bu, '' Allah'ın birliği'' ilkesi ile örtüşmeyen bir anlayıştır. Aslında hiç kimse Allah'ı inkar etmiyor. Ne var ki, ötekinin Allah'ı ile kendi Allah'ının aynı Allah olduğunu içine sindiremiyor.Allah'ın birliğinin bilinçli olarak kavranmasının ifadesi '' Allah'ımız birdir. '' şeklinde olmalıdır. Kur'an, Allah'ın birliği ile ilgili olarak şu iki noktada sürekli insanları uyarmaktadır:
Allah'ın Yaratıcı Birliği
Allah'ın Rab Birliği