Umut Oldukça Hayat Vardır

Eylem Adamları

Jean Laffitte

Most Liked Eylem Adamları Posts

You can find Most Liked Eylem Adamları books, most liked Eylem Adamları quotes and quotes, most liked Eylem Adamları authors, most liked Eylem Adamları reviews and reviews on 1000Kitap.
Geldiğimizde, ‘Hiç mektup yazamayacaksınız.’ denmişti. Düşmanımız hakkında yargılarımız açık olduğundan hiç şaşmadık buna. Ama bir gün, bütün Block’ta, ayırımsız bütün Fransızlara kartlar dağıtıldı. «Hiç kuşkusuz yanlışlık var,» dedik. «Değil,» dediler, «herkes gibi yirmi beş sözcük yazma hakkınız var.» . Ve yazdık. Satırlarda o ne sevgi! Ne özenle seçildi sözcükler! Yalnızca bir ana ya da seven bir kadın görebilir böylesine cümlelerin ardında gizli olanı: bir kamptayım... yaşıyorum... güveniyorum... Schreiber kartları topladı. Gidecekler... Gittiler... Fransız aileleri mutluluktan ağlamış olmalılar yazıyı tanıyınca... Yanıtlar gelecek... Umut, iki aylık bekleyişe karşın sürüp gidiyor... Anlaşılan olağan bir gecikme... Bir akşam, her zamankinden daha yorgun dönüyoruz. Yağmur yağdı, ama içtimada Schreiber bütün Fransızlar için mektup olduğunu söyledi. Nihayet! Sabırsızlık, mutluluk ve de anlayışla parlıyor gözler. Kim alacak mektubunu? «Sevinin, hepinize var!» Schreiber ve Block başkanı, gülmelerini güç tutarak, her birimize on hafta önce yazdığı kartını veriyor. Gönderilmemiş kartlar. Bir şaka. Yanımdaki minderde, Cochaux’da işçi olan büyük Louis, bütün umudunu kattığı kartı çevirip duruyor kuru parmakları arasında. 5 ve 7 yaşlarında iki erkek çocuğu var ve daha dün şöyle diyordu bana: ‘Tek bir şey istiyorum, kapıyı açmak ve küçük kollarını uzatıp, baba diyerek bana geldiklerini görebilmek.’ Bugün iri bir gözyaşı süzülüyor çökmüş yanağında. Bu ana kadar bütün sefaletlere yakınmadan direnen bu adam, güç yaşar bunun üzerine.
Sayfa 143 - Oda YayınlarıKitabı okudu
Özgür mü yoksa köle gibi mi yaşamak, sorusuna yanıt vermek kolay, ama yetmiyor bugün. Yarın için korkulu bir seçim sorunu çıkarıyor ortaya: yaşamının nedenlerinden vazgeçmektense özgür bir insan gibi ölmek. Ve bu seçim tek başına yapılacak... Demek ki ölüm olasılığını kabullenmek zorundayım, ama bu bilinçli kabullenme onun önünde koşmak anlamına gelmiyor; hatta daha güçlü kılıyor beni. Artık bir rastlantı değil de, bizi sonuncumuza dek tüketmek isteyenlerin bilinçli eylemlerinin sonucu olan ölüm geriletilebilir. Bizi yok etmek isteyenlerle savaşırken onunla da savaşılabilinir. Bu durum bile onların güçsüzlüğünün bir kanıtı değil mi? Dövüşmek ve de daha iyi dövüşmekten başka çıkar yol yok...
Sayfa 36 - Kaldıraç Yayınları
Reklam
«Kurşuna dizilmeyeceksiniz.» Şaşırarak baktım ona. «Hayır, bir kampa yollanacaksınız... dönüşü olmayan bir kampa.» Almanlarda hep dikkatimi çekmiş olan nezaket ve gaddarlık karışımı bir havayla konuşmasını sürdürüyor adam: «Daha tanımıyorsunuz bizim kampları. Sizin yaşınızda bir adam ancak altı ay yaşayabilir. Silahlarımızın zaferine katılmalarını sağlayarak yok ediyoruz orada düşmanlarımızı. Öldürmek bir şey değil. Acı çektirmek gerekir önce. Hepiniz geçeceksiniz oradan, sonuncuya kadar ve sonuna kadar gideceğiz... Böylelikle de hiçbir şeyin bize kafa tutamayacağını anlayacaksınız. Bizler daha güçlüyüz, biz ‘faşistler’...»
Sayfa 68 - Kaldıraç Yayınları
Bu yanda da kötülüğün sıradanlaşmasıyla yapılan katliamlar
Bütün Hitler Almanya’sının küçük bir görüntüsü bu. Bir yanda büyük yapıtlar: otoyollar, aydınlık ve çekici fabrikalar, modern evler, çiçekler ve klasik müzik. Bu dış duvar. Öte yanda kamplar ve hapishaneler. Bu da dekorun arkası.
Sayfa 110 - Kaldıraç Yayınları
Açlıkla yalnız. Anılarıyla yalnız. Düşünceleriyle yalnız. Gözleri sevindirecek bir gökyüzü köşesi, kuş sesi, gürültü bile yok. Her şey öyle düzenlenmiş ki, mezar duvarlarına benzeyen bu kalın duvarların arasına sokulmuş adamın üzerine, çöksün umutsuzluk.
Sayfa 66 - Kaldıraç Yayınları
Şimdiden örgütleniyor yaşantı. Doktor oda başkanı seçildi. İki grup başkanı da temizlikte, günlük ekmek ve çorbanın dağıtımıyla ilgilenmek üzere ona yardımcı olacak: altı kişiye bir kâse. Bu sonuncu görev, herkesin güvenini kazanmak için her seferinde kendine en küçük payı almak ve gerektiğinde hakemlik etmek biçiminde. Biz iki komünist bu işi bölüşüyoruz.
Sayfa 71 - Kaldıraç Yayınları
Reklam
48 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.