“ Herkes içtenliğini bir başka zamana saklıyormuş gibi, buradan sanki özel bir kimlik alıyordu. Biriyle görüşürken, ondan bir takım itiraflar dinlerken her şeyin, sözlerin, tavırların, sesin, evet sesin bile sahte, mevki için o âna uydurulmuş bir ahenk olduğunu görüyordu.”
*SPOİ
Leş bir kitap okudum ne yazık ki. Kitapları yarım bırakmaktan nefret ederim ama bu kitabı bırakmam gerekirdi fakat bırakmadım. İstikrarım için kendimi tebrik ediyorum. Kitap bana hiç bir şey katmadı. Zaten Türk yazarlara önyargılıyım ve maalesef ki bu kitap benim için hayalkırıklığı oldu.
Necip’ten nefret ettim. Kadinlar hakkındaki düşünceleri her zaman olumsuzdu. Zaten oraları okurken sürekli sinirlendim. En yakın arkadaşının nişanlısına sulanması igrencti. Tüm kitap boyunca Suad’ a olan aşkını okuduk. Bazen düşünceleri o kadar derinleşiyor ki olayı falan bırakıp adamın sürekli Suada olan düşkünlüğünü okuyoruz. Bir nevi Süreyya’nın önünde flörtlesiyorlar. Başta suad seviyor mu sevmiyor mu pek anlamadım fakat sonlara doğru her ikisini de sevdiğini anladım.
Suad karakterini de genel olarak sevmedim. Saçma sapan davranışları vardı bence. Süreyya ile ikisinin sürekli Necipe kalması için baskı yapması beni bile boguyordu.
Kitapta hiç bir olay dönmüyor. Yazarın iç dünyasına o kadar çok giriyoruz ki neler yaşıyorlar hiç anlamadım. Bazı kısımları atlayarak okuduğumu itiraf etmeliyim.
Bu kitaba daha fazla yorum girmeyeceğim çünkü olumsuz şeyler düşünüyorum. Asla beğenmedim ve asla tavsiye etmem.