Umutsuz bir aşk öyküsünün anlatıldığı romanın teması yasak aşktır. Suad ile Süreyya evlidir ve Sürayya’nın babasının evinde yaşamaktadırlar. Suad, bundan çok sıkılmıştır ve başka bir eve taşınmak için babasından para alır. Boğaziçi’nde bir yalı kiralarlar. Süreyya, burada hep kendisiyle meşgul olur, eşi Suad’ı ihmal eder. Bu arada yalıya Süreyya’nın akrabası ve yakın arkadaşı Necib gelip gitmeye başlar. Necib, Suad’dan etkilenir ve aralarında bir yakınlaşma söz konusu olur. Bu yakınlaşma, zaman içerisinde, tensel temasın olmadığı bir yasak aşka dönüşür. Necib, Suad’la birlikte olmak istemektedir ama Suad, buna engel olur. Bir yandan da eşi Süreyya’yı aldatmamak istemektedir. Necib, bir ara tifoya yakalanır, hasta yatağında yatar. Süreyya ile Suad, onu ziyaret eder ve Suad, bu esnada kayıp eldiveninin Necib’de olduğunu öğrenir. İyileşen Necib, tekrar yalıya gelip gitmeye başlar, çift daha da yakınlaşır. Bu arada Süreyya, babasının evine taşınma kararı alır. Necib, Suad’ı tam olarak elde edemediği için giderek hırçınlaşır ve başka kadınlarla birlikte olduğu yalanını uydurur. Konakta yangın çıkar, Necib, Suad’ı kurtarma için alevlerin arasına dalar ama ikisi de ölür.
~Anlaşılması zor bir psikolojik roman ama anlayabilen için muazzam bir eser. Eser serveti fünun döneminde kaleme alındığı için isimler çok farklı geliyor insana. İlk başta konu bütünlüğünü anlayamadım sonrasında kitap inanılmaz hâl alıp beni kendine çekti, kitabı elimden bırakmak istemedim. En etkileyici kısmı ise sonuydu beni çok etkiledi, duygulandım...