İran, Türkiye ve Amerika’nın Geleceği

Ezber Bozmak

Stephen Kinzer

Ezber Bozmak Sözleri ve Alıntıları

Ezber Bozmak sözleri ve alıntılarını, Ezber Bozmak kitap alıntılarını, Ezber Bozmak en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ama Atatürk’ün iktidara geldiği 1923 yılı Türkiye tarihinin sıfırıncı yılı değildir. Her şeyin değiştiği an değildir. Türkiye Cumhuriyeti’ni, Atatürk reformları kadar radikal olan reformcu Osmanlı nesillerinin attığı temel üzerinde inşa etmiştir. Eğitimli Türkler bir yüzyıl boyunca anayasaya, cumhuriyet devletine, kadın haklarına ve laikliğe inanmıştı. Atatürk bu fikirleri benimseyen ilk kişi değil, bu fikirleri devletin prensipleri haline dönüştüren ilk kişidir.
Sayfa 95 - İletişimKitabı okudu
Atatürk, iktidardayken, mutlakıyetin kesinlikle istikrarsızlığa yol açtığını ve dolayısıyla diktatörlüğün bile sınırlarının olması gerektiğini anladı. Şah Rıza bunu anlayamadı. Atatürk o gün geldiğinde Türklere siyasi demokrasi verilmesinin gerekeceğini biliyordu. ... İki lider de otokrat ve radikal reformcuydu. Türkiye ve İran’a bıraktıkları iki miras bunlardır. Ama Atatürk kurumlar oluşturdu, iktidardan zarafetle çekildi ve ülkesini özgürlük yoluna soktu. Rıza bunları yapmadı.
Sayfa 96 - İletişimKitabı okudu
Reklam
Halkın arzuları Kemal için bir şey ifade etmiyordu. Türkiye nüfusunun sadece çok küçük bir yüzdesinin onun tahayyül ettiği radikal projeyi destekliyor olması umurunda değildi. Türklerin ne yapması gerektiğini biliyordu ve bunları yaptırmaya kararlıydı. Kendi partisinin, Cumhuriyet Halk Partisi'nin, sloganı "Halk İçin, Halka Rağmen" idi.
Sayfa 72 - İletişimKitabı okudu
...İranlılar tarihleri boyunca görmedikleri bir özgürlüğün tadını çıkarıyorlardı. Amerikalı liderler bu durumu takdir etmeliydiler ama Soğuk Savaş yüzünden yapamadılar. İran’ın demokrasisine bakıp orada bir ortak, tutkuyla siyasi hayatın içinde yer alan ve kendi kendini yönetme kararlılığında bir ulus görebilirlerdi. Bunun yerine petrolünü millileştirmesine bakıp bir düşman gördüler. ... Bu darbe Musaddık’ı devirmekten fazlasını yaptı. İran’da demokratik yönetime son verdi ve ülkeyi diktatörlüğe doğru yola çıkardı. Şah Muhammed Rıza, İran’da çeyrek yüzyıl sürecek bir hâkimiyeti Birleşik Devletler’e sundu ama uyguladığı baskı son tahlilde fanatik bir anti-Amerikan rejimin doğmasına kadar gidecek isyanlara yol açtı. ...Amerikalılar İran’ı suçladığında, tehdit ettiğinde ve müeyyide uyguladığında Iranlılar şunu haykırıyorlar: Bir zamanlar bizim bir demokrasimiz vardı ama siz onu elimizden aldınız!
Sayfa 113Kitabı okudu
Yom Kippur Savaşı’nın sonucunda İsrail askeri gücün konvansiyonel olmayan kullanımı temelinde bir stratejik kültür geliştirdi. Bu durum, dünyanın çeşitli bölgelerinde gizlice Soğuk Savaş çarpışmaları başlatmak isteyen ama yasal sınırlarla engellenen Amerikalı liderlerin ilgisini çekti. İsrail, Birleşik Devletlerin değerli, yan gizli ortağı, Birleşik Devletler’in doğrudan yetiştiremediği anti-komünist güçlerin eğitimcisi, Birleşik Devletler’in alenen kucaklayamadığı rejimlere ve isyancı gruplara silah gönderilmesi için bir kanal ve dünya çapında üretken bir istihbarat kaynağı haline geldi.
Sayfa 177 - İletişimKitabı okudu
Sünni İslam’ın doğası, özellikle de Türkiye’deki dönüşmüş şekli, Kemal’in din konusunda insafsız saldırılar yapmasına ve din adamlarını kolaylıkla devlet denetimine sokmasına imkân veriyordu. Asırlardır hem politik hem de dini iktidarı elinde tutan padişaha sadakatle koşullanmış olan Türkiye Sünnileri devletin karşısında boyun eğme alışkanlığındaydılar. İran’da çoğunluğu oluşturan Şii Müslümanlara ise başka şey öğretilmişti: dine bağlılık devlete bağlılıktan önce gelir, adalet sadakatten daha yüksek bir değerdir ve din adamı hiçbir zaman dünyevi güç önünde boyun eğmemelidir. Bu durum Kemal’in dini kurumlar üzerinde hâkimiyet kurmasını ve Rıza’nın da İran’da bunu yapamamasını sağladı.
Sayfa 78 - İletişimKitabı okudu
Reklam
Haklı bir sebep uğruna acı çekmekten daha fazla mutluluk veren bir şey olmadığına inanan Şii Müslüman düşüncesinden de kısmen etkilenen Îranlılar, Britanyalıların baskısına millileştirmeyi daha da ateşli bir şekilde destekleyerek tepki gösterdiler.
Sayfa 108 - İletişimKitabı okudu
Türkiye, İran ve Birleşik Devletler'i birbirine bağlayan bir işbirliği iki sebeple mantıklıdır: ülkeler aynı stratejik ilgileri, halklar da aynı değerleri paylaşmaktadır. 21. yüzyılın cazip "iktidar üçgeni" budur.
İran’ın diktatörlüğe savrulması Birleşik Devletler’in İran’ın gördüğü en demokratik hükümeti devirmesinden sonra başladı. Her ne kadar İngilizce basılan yüzyılın tarihi kitapları bir ya da iki satır ayırsa da Muhammed Musaddık’a karşı yapılan 1953 darbesi 20. yüzyılın önemli olaylarından biridir.
Sayfa 131 - İletişimKitabı okudu
Stalin, Türkiye ve İran’ı özgürlüğünden yoksun bırakmaya ve onları Sovyet bloğuna katmaya çalışmıştı. Birleşik Devletler’in kararlı davranışı onu engellemeye yardımcı oldu. Bundan dolayı Türkler ve İranlılar müteşekkirdir. Birçok kişi Amerikalılara ve onların ülkesine karşı aşırı bir hayranlık besler. Türkiye ve İran, Amerika’nın dostları haline geldiler. İşte “iktidar üçgeni”nin temelleri burada yatar.
Sayfa 104 - İletişimKitabı okudu
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.