Kitapta Cioran ile yapılmış şöyleşiler, eskiden yeniye doğru tarih sıralaması içinde sunulmuş. Aynı ya da benzer soruların farklı zamanlarda sorulduğu olmuş; dolayısıyla Cioran da aynı yanıtları vermiş. Ama kitapta karşılaşılan bu yinelemeler, Cioran'ı yakından tanımak açısından da yararlı oluyor. Kendine, fiziksel ve düşünsel dünyasına ilişkin ayrıntılı ifadeleri var.
Şaşırdığım bir nokta oldu sadece: Cioran'ın Hermann Hesse'den hiç söz etmeyişi. Eğer onu hiç okumadan ya da okuyup kendine yakın hissetmeden Cioran, Cioran oldu ise, şaşırtıcı bir benzerlikle karşı karşıyayız demektir. Yanlış anlaşılmak istemem, Cioran'ın yapıtları kesinlikle özgün; sadece onun gibi birinin Hesse'yi arada-sırada da olsa anacak kadar kendine yakın bulmasını beklerdim, o kadar.
Ben kitabı beğendim ve yararlı buldum. Bu tür "söyleşi derlemeleri" biçimindeki eserlerin, aslında diğer yazarlar için de yapılmasının ne kadar iyi olacağını fark ettim.
Cioran'ın en az bir kitabını okumuş olan herkese öneririm. Hatta belki bu söyleşilerle tanışıp, ardından eserlerine geçmek de, altyapı oluşturma bakımından iyi olabilir.
