Hatirliyorum, «Bir
büyüyle son yillarda olan her seyi unutsam, yepyeni bir güçle hayata yeniden baslasam ne iyi olurdu!» diye
geçiriyordum içimden. Hâlâ umudumu yitirmemistim. «Beynimi ters -yüz edip, yeni bir biçime sokacaklarini,
beni iyi edeceklerini bilsem akil hastanesine yatmaya da raziyim», diyordum. Yasamak istiyor, hayata tapiyordum!.. Ama.
böyle düsünürken gülümsedigini de aklimda. «Akil hastanesinden çiktiktan sonra ne yapacagini? Gene
roman; mi yazacagim yoksa?»
Hayatimin su aci son yili geliyor aklima. Her seyi yazmak istiyorum, kendime bu ugrasi bulmasaydim sanirim
can sikintisindan ölürdüm. Bütün bu olaylar bazan. öylesine heyecanlandiriyor, öylesine üzüyor ki beni!
Kelimeler kalemimin ucundan kâgida dökülürlerken daha bir huzur verici, daha bir olagan biçime girecek,
hayale, kâbusa daha az benziyecekler saniyorum. Yazmak beni avutacak, içimdeki atesi söndürecek, eski
yazarlik damarimi kabartacak; anilarimi, aci hayallerimi bir ise, ugrasa döndürecektir... Evet, çok iyi
düsündüm bunu. Üstelik saglik memuruna da bir miras birakmis olurum; hiç degilse kisin pencerelerini
kâgitlar
"Bütün bu saçmalıkların gözyaşlarıyla iç çekmelerin artık gına getirdiğini söylemek istiyorum. Kalbimden, belki de acıya katlanarak koparıp attığım bir varlığın yeniden oraya girmesine izin veremem."