“Hallac-ı Mansur’a göre gerçek olan “Bir”di. Çokluk, bu “Bir”in farklı biçim ve nitelikteki yansımalarından ibaretti. Evren ve insan “Bir”in dışında değil içindeydi ve onunla özdeşti. Bu nedenden dolayı insan da Tanrı’nın bir cüzü yani parçasıydı. İnsan Tanrıydı ama Tanrı insan değildi. Onunla sınırlı değil çünkü O, tüm varoluşun kendisiydi. Evren, ışık ve sevgi yumağı olan Tanrı’dan yansımıştı. Tanrı’dan ayrı hiçbir parça olamazdı.”
“Alev alev yanmakta ve ışıl ışıl ışıldamakta olan ilahi kelamın özüne ulaşabilmek için göklere çıkmanıza gerek yoktur. Her birinizin yapması gereken şey iç âleminizin derinliklerine inebilme hünerini gösterebilmektir…”
“Toprağın çocuğu! Kelâm sendedir de ondan. Sende bulunup da hareket eden, gören ve işiten şey Kelâm’ın ta kendisidir. Kutsal ateş senin içinde gizlidir.”