Faili Meçhul Türkler

Mustafa Daş

Faili Meçhul Türkler Gönderileri

Faili Meçhul Türkler kitaplarını, Faili Meçhul Türkler sözleri ve alıntılarını, Faili Meçhul Türkler yazarlarını, Faili Meçhul Türkler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Jordanes, Attila’nın cenaze merasimini de anlatmaktadır: ''Ordugâhının ortasındaki ipek çadırının içerisinde Attila’nın naaşı duruyordu. Bunun etrafında Hun askerlerinden seçilmiş süvariler savaş oyunları oynuyorlardı. Erkekler halk geleneğine uygun olarak saçlarını kestiler. Korku uyandıran yüzlerini derin yaralarla çirkinleştirdiler. Aynı zamanda ozanlar ve savaşçılar Hun dilinde ağıtlar söylerler.''
Bu arada bugünkü Belçika yöresinde Kral Gundicarius yönetiminde Burgondlar’a karşı Hunlar, Attila’nın amcası Oktar’ın komutasında savaştılar. Bu savaşlarda Gundicarius dâhil olmak üzere on binlerce Burgond kılıçtan geçirildi. Burgond-Hun savaşları Germenler’in Nibelungen destanlarına konu teşkil etmiştir. Germenia’nın fethi böylece tamamlanmış oldu. Franklar, Langobardlar, Turingler gibi kavimlerin de itaat altına alınmasıyla Hun İmparatorluğu’nun sınırları Atlas Okyanusu’na kadar ulaşmış oldu.
Reklam
Macaristan ovalarına yerleşen Hunlar, 378 yılında Tuna’nın güneyine indiler. Doğu Roma (Bizans) karşı koyamadı ve Trakya’ya kadar Hunlar akınlarını ilerlettiler. Balkanlar’ın dışında Hun akınlarının etkisini Bizans Anadolu’da da yaşadı. 396’da Kafkaslar üzerinden Basık ve Kursık adlı iki kardeşin komutasında Anadolu’ya giren Hun birlikleri Erzurum üzerinden Karasu, Fırat vadilerini takip ederek Malatya’ya oradan Urfa, Antakya ve Suriye’ye kadar uzandılar. Daha sonra yeniden kuzeye yönelerek Azerbaycan üzerinden tekrar yurtlarına döndüler. Bu Türkler’in Anadolu’ya yaptıkları ilk akın olarak tarihe geçti.
451’de Galya Seferi sırasında Hun ordusuna direnen Metz şehri öylesine tahrip edilmişti ki taş üstünde taş kalmamıştı. Daha sonraki dönemlerde herhangi bir yıkımın korkunçluğunu vurgulamak için, “Metz’ten Attila’nın ordularının geçtiği gibi” deyimi kullanılacaktır. Onun ordusunun geçtiği yerde otların dahi bitmediğine inanılıyordu.
Fatih, tanzim ettirdiği Kanunname-i âl-i Osman’a şu maddeyi koydurttu: “ve her kimesneye evlâdımdan saltanat müyesser ola, karındaşların nizâm-ı âlem içün katletmek münâsibdir; ekser-i ulemâ dahi tecvîz etmiştir; ânınla âmil olalar”. Böylece tarihimizde yeni bir uygulama başlatıldı. Bu uygulamaya da siyaseten katl denildi. Bundan sonra nice şehzâde, hanedan üyesi veya devrik padişah Fatih’in bu kanununu gereğince katledildi. Fakat bu öldürmeler bir kanunu gerekçe göstererek, devlet ve milletin bekası ve nizam-ı âlem gibi ulvi bir amaç uğruna yapıldığından kamuoyunda acı ve üzüntüyle karşılansa da meşru kabul ediliyordu.
126 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Dikkat spoiler içerir. Türk devletleri boyunca şüpheli bir şekilde ölen hükümdarların incelendiği oldukça güzel bir araştırma eseri. Bilge Kağan ve Atilla'dan başlayarak, Uygur kağanları, Melikşah, Alaeddin Keykubat, Murat Hüdavendigar, Fatih Sultan Mehmet, 2. Bayezid, Sultan Abdülaziz gibi isimlerin hem hükümdarlıkları süresince yaptıkları, hem ölümleri, ölümleri içindeki yerli ve yabancı kaynakların verdiği bilgiler ve ölümlerdeki şüphe nedenleri detaylı bir şekilde anlatılıyor. Özellikle Atilla ve Fatih Sultan Mehmet hakkındakiler daha önceden okunanlara göre daha detaylı ve farklı bilgiler verdiği için dikkate değer bir kitap. Tarih ile ilgilenenlerin mutlaka okuması gereken kitaplardan biri.
Faili Meçhul Türkler
Faili Meçhul TürklerMustafa Daş · Yeditepe Yayınevi · 20136 okunma