Bu kitap beni farklı duygulara itti. Fantastik bir eser olduğu isminden belli. Fantastik öyküleri değerlendirirken bir orta nokta olmadığı için her eser kendi yerini ve değerini kendi oluşturuyor gibi geliyor bana.
Naime Erkovan'ın kalemi çok güçlü fakat bana öyle geliyor ki bazen daha sade bir anlatım tercih etse daha vurucu olacak öyküleri. Şahsi zevkim öyküde akıp giden, sürükleyici üslubun daha iyi bir okuma süreci oluşturacağı. Bir cümleyi daha farklı şekillerde ifade etmek özgünlüğü sağladığı kadar anlamı anlamaktan uzaklaşmayı da etkiliyor sanırım.
Öykülerden yaklaşık yarısı benim için çok vurucuydu.
PVC Kadın, gramafon, vagon, taş ve kaya, şapkacının sınavı, dua ve mevsim (bu bir distopik roman çekirdeği taşıyor bence), radyo oyunu, biraz daha at; çok sevdiğim ve başarılı bulduğum öyküler.
Naime Erkovan'ı çok daha farklı konuları da yazarken okuyacağıma eminim, bir de acaba distopik roman yazmak istede nasıl olurdu diye düşünmekten kendimi alamıyorum.