Fatih Sultan Mehmed - Büyük Kartal

Aytaç Özkan

Fatih Sultan Mehmed - Büyük Kartal Posts

You can find Fatih Sultan Mehmed - Büyük Kartal books, Fatih Sultan Mehmed - Büyük Kartal quotes and quotes, Fatih Sultan Mehmed - Büyük Kartal authors, Fatih Sultan Mehmed - Büyük Kartal reviews and reviews on 1000Kitap.
Katolik dünyasının desteğini alarak Osmanlılara karşı Avrupa devletlerini harekete geçirmek isteyen imparator; 12 Ocak 1452’de papa ile Ortodoks ve Katolik kiliselerinin birleşmesi konusunda anlaştı. Çünkü yalnızca Bizans ordusunun şehri müdafaaya güç yetiremeyeceğinin farkındaydı. Kardinal Isidoros, 12 Eylül 1452’de Konstantinopolis’e gelerek Ayasofya’da Katolik ve Ortodoks kiliselerinin birleştiğini ilan etti ve Roma usulünde ayin yaptı. Fakat ayin esnasında halk hipodromda toplanarak töreni protesto etti. Ortodoks halk buna şiddetle karşı çıktı ve Ayasofya’ya gitmez oldu. Bu olaydan sonra, Ayasofya neredeyse tamamen metruk hale geldi. 1204 yılındaki Latin istilasında Konstantinopolis’in nasıl yağmalandığı ve halkın Latinler tarafından nasıl tahkir edildiği, hafızalardaki canlılığını hala koruyordu. Bizans, Türklere teslim olmak istemediği kadar, ruhlarını Katolik Roma’ya satmak ve dinlerinden vazgeçmek de istemiyordu. Şehirdeki huzursuzluk son raddeye varmıştı. Kiliselerin birleşmesine tepki gösteren Grandük Lukas Notaras; “Konstantinopolis’te kardinal şapkası görmek yerine Müslüman sarığı görmek evladır.” derken, halkın duygularına tercüman oluyordu. İmparator, şehir halkı üzerindeki nüfuzunu büyük ölçüde yitirmişti.
Şehirde yapılan toplantıda bu duruma bir önlem olarak Haliç’teki Osmanlı gemilerinin yakılmasına karar verildi. 24 Nisan günü yapılması planlanan operasyon Galata Cenevizlilerinin teklifiyle dört gün ertelenince, padişah bu baskın teşebbüsünden haberdar oldu ve gerekli tüm tedbirler alındı. 28 Nisan’da Venedikli gemicilerin teşebbüs ettikleri
Reklam
17 Nisan’da Türkler yeni savaş makinelerini harekete geçirdiler. Yürüyen kuleler surların önüne yanaşarak su dolu hendekleri doldurmaya başladılar. Genel hücum için hazırlanan askerler, ilk denemeyi 18 Nisan gecesi yaptı. Gece yarısından sonra başlayan saldırı sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü. Gecenin karanlığından yararlanan Türkler, surların dibine kadar yaklaştıktan sonra büyük bir velveleyle ve davul sesleri eşliğinde hücuma kalkmışlardı. Bu ürpertici sesler şehir ahalisi tarafından da işitiliyordu. Askerler attıkları ipler ve merdivenler yardımıyla surlara tırmanmaya çalışıyorlar, surların üzerindeki savunmacılarsa mevzilerini ölesiye savunuyorlardı. Osmanlı askerleri çengelli mızraklar ve ucu çengelli halatlarla Bizans askerlerinin oluşturdukları savunma barikatlarını aşağıya çekmeye çalışıyorlardı. Amaçları onları koruyan siperleri bozmaktı. Bizans birlikleri top ve tüfek ateşleriyle ve ok yağmuruyla baskı altına alınırken, kalkanlarla kendini koruyan Osmanlı askerleri, dayadıkları merdivenlerden surlara tırmanmaya çalışıyorlardı. Ancak surlardan dökülen kaynar yağ ve sular, yukarıdan yuvarlanan taşlar buna imkân vermiyordu. Ateşlenen toplar ve çakmaklı tüfeklerin dumanı görmeyi ve hareket etmeyi oldukça zorlaştırıyordu. Sonunda geri çekilme emrini alan askerler surlardan yavaş yavaş uzaklaştılar. Bu ilk genel hücumun savuşturulmasında özellikle Guistiniani ve emrindeki askerler etkili olmuşlardı. Taarruzdan netice alınamayınca surların daha yoğun ateş altına alarak, iyice yıpratılmasına karar verildi.
Aradan üç saat geçmesine rağmen Osmanlı denizcileri olumlu bir netice alamamışlardı. Bir ara savaşın Türkler aleyhine dönmesi üzerine, bir taş atımı mesafeden denizdeki bu savaşı izleyen padişah, âdeta gemilere ulaşmak ve “üstünlüğü Cenevizlilerin elinden almak istercesine”, atını denize sürerek çarpışmaya müdahale etmek istemiş; donanma komutanı Süleyman Bey’e ve diğer kaptanlara emirler yağdırmış ise de sonucu değiştirememişti. Osmanlı donanması, düşman gemilerinin yüksek bordalı olmaları ve aniden başlayan rüzgârın yelkenlerini şişirmesiyle hızla limana doğru sürüklenen Ceneviz gemilerini durduramadı. Haliç’in ağzındaki zincir Bizanslılarca açıldı ve yardım gemileri içeriye girer girmez hızlıca yeniden gerildi.
Unlu Alman tarihci Franz Babinger, Venedik arsivlerine dayanarak, daha evvel on dort kez suikasta maruz kalan Fatih Sultan Mehmed' in on besinci tesebbuste zehirlenerek öldürüldügü kanaatindedir...
Sayfa 165 - Hazine YayinlariKitabı okudu
Sara Hatun
"Ey Ogul! Senin gibi nice beyleri kapisinda irgat diye kullanan bir padisahin, kus tuyu yataklarda yatmasi munasipken, bir Trabzon Kalesi icin bunca sıkıntı ve mesakkat cekmesine deger mi?"...
Sayfa 101 - Hazine YayinlariKitabı okudu
Reklam
147 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.