Fatih'in Tarihi Tarih-i Ebul Feth kitaplarını, Fatih'in Tarihi Tarih-i Ebul Feth sözleri ve alıntılarını, Fatih'in Tarihi Tarih-i Ebul Feth yazarlarını, Fatih'in Tarihi Tarih-i Ebul Feth yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Binayı ziyaret edenler bu acayip sanat eserlerine ve harikasına hayret ederler.
Merkezine mukabil kubbede daireliği veren garenk süslerle bir adem suretini (İsal resmetmişler ki her ne taraftan gözlense o taraftan suretini görmek mümkündür. Cihan padişahı bu acayip ve garip san'atları seyrettikten sonra binanın her tarafını dolaşıp kubbeye çıktı. Binanın harap vaziyetini görüp hakikatine bak vâkıf oldu.
Geri kalan teferruatla uğraşmadı. Ve divanın toplanmasını emretti. Divana kafir esirlerinden bölük bölük getirildiler.
Kiminin saklanması kimininde boynunun vurulması emrolundu.
Kafir bugüne kadar, müslümanlara çok zarar vermişti. Bu sebepten çok sert davranıldı. Güzel kızlardan ve gürbüz oğlanlardan esirler alındı.
Beyt:
Şu huriler ki çadırda görenler / Bedihi hükmederdi kim cihandır / Koyup koynuma yattık da göreydin / Sanaydın bir bedende iki candır /
Şol oğlanlar ki ondan ileri hüsn / Olur derlerse vallahi yalandır / Bu güzel mahlukların yüzüne bakan hayran olurdu.
Her birini üçer dörder yüz akçeye verirlerdi. Ayrıca gayet besili sığırlar dörder beşer akçe olup, koçlar ikişer akçeye alınırdı. Her çadır ve her meydan mal ve ganimetle doldu taştı.
(Bedihi - Belli
Cinan - Cennetler
Hüsn - Yüz, surat)
Yüce Sultan bu şevket ve azametle Anadolu yakasına geçerken mübarek mizacında değişiklik vuku buldu.
Karşıya göçmek ve denizi geçmek esnasında eski marazının depreşmesi sebebiyle incinip ansızın bir ah çekti.
Yanında bulunan merhum Mehmet Paşa üstün kabiliyetli, aklı başında gayet kâmil bir vezirdi. Sultan'ın dudaklarından dökülen bu Ahtan anladı ki, Padişahın ızdırabı vardır.