Felsefe Konuşmaları

DIDEROT - Kimsenin istediğini düşünmesine karışmak istemem, yeter ki beni de keyfime göre düşünmekte serbest bıraksınlar.

DIDEROT - Şu iki suçtan; kutsal bir kaba işemekle namuslu bir kadının şerefine dil uzatmaktan hangisi daha korkunçtur? Papaz daha birinci suçu duyar duymaz dehşetle ürpererek, dine hakaret diye feryadı basacak ve bu kafirliği yapana diri diri yakılmak cezasını biçerken, medeni kanunun bir kadının namusuna karşı yapılan iftirayı şöyle üstünkörü ele alarak fikirleri büsbütün bulandırarak, zihinlere fesat sokacak.

Reklam

ebrar

DIDEROT - Şurası muhakkaktır ki, şu yeryüzünde her şey bir halden başka bir hale geçmekte, her şey değişmekte, yıpranmakta, sönmekte, devrilip yok olmaktadır.

ebrar

hrıstiyan bugı

DIDEROT - İngiliz yazarı Johnathan Swift Irlandalı yoksul çocuklar için yazdığı Naçiz teklif'inde açlıktan ölmeye mahkûm olan Irlandadaki yerli çocukların iyice beslenip, semirtildikten sonra tıpkı danalar ve koyunlar gibi kesilmelerini ve pek ince zevkli kibarların faydalanması için çocuk mezbahaları kurulmasını ileri sürmüştü. Ben bu kadar çok şey isteyecek değilim, semirtmeyi size bağışlıyorum. Benim istediğim sadece bu küçücük melekleri bir an önce Ulu Tanrı'ya göndererek şu yeryüzünde kaldıkça, ölümlerinden sonra bütün ebediyet boyunca haşlanıp kavrulacakları hakkında hemen yüzde yüz kesinlikle edinecekleri inanışa düşmekten onları korumaktır. Mesele bu zahmete değer, Abbé, ebedi ateş! Bir yer ki her zaman gözyaşları ve diş gıcırtıları vardır! Hem de daima! Söyleyin bakalım, onları hemencecik Tanrı'ya yollamak daha iyi o'maz mı?... Hatta daha ileri gideceğin büyükler için de böyle yapamaz mıyız? Bir papaza günah çıkarttıktan sonra şefaate erer ermez, hiç vakit geçirmeden, onları da... yani kaybedecek zamanımız yok!

ebrar

bilmiyorum diyebilmek, bir ferasettir

DIDEROT- Ben bilgisizliğini söyleyecek kadar açık yürekli ve cesur bir bilgisizden başka bir şey değilim. Şunu söylemeye cesaret ediyorum: <<bilmiyorum>>

ebrar

ABBÉ - Biz neye ihtiyacımız olduğunu bilir miyiz? Her şeye gücü yeter olan Tanrı kutsal bilgeliği ile bizim için en uygun şeyin ne olduğunu bizden daha iyi bilmez mi? DIDEROT - O halde bunu ne diye bize söylemez? Neden bu kadıncağızı feryat figan içinde, perişan bir halde bırakır? Ne feci, ne korkunç bir hali vardı hatırlıyorsunuz, değil mi? Onu teselli için bir kelimecik yeterdi: «Sevdiklerimi yanıma alırım. Bunun için ey kadın kahırlanacağına sevin!» ABBE - İşte, hakikat da budur, tam bu.