Felsefe Tarihi

Macit Gökberk

En Eski Felsefe Tarihi Gönderileri

En Eski Felsefe Tarihi kitaplarını, en eski Felsefe Tarihi sözleri ve alıntılarını, en eski Felsefe Tarihi yazarlarını, en eski Felsefe Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sofist
«Sofist» (Yunanca: Sophistes) sözcüğü aslında «bilen, bilgili kişi» demektir, sonra siyasette yararlı olmayı öğreten kimse (Protagoras, kendisinin Sofist olduğunu söylerken bunu anlarmış); daha sonraları ise söz söyleme sanatı (rhetorik, hitabet) üzerinde ders veren kimse anlamını kazanmıştır. Sofist sözcüğünün bir de, günümüze kadar gelmiş olan aşağılaştırıcı bir anlamı vardır. Bu da, Sokrates, Platon ve Aristoteles’in Sofistlere karşı savaşımlarından ileri gelmiştir. Ancak, bunlar yermelerinde büsbütün haklı sayılamazlar. Sofistler içinde, hele Protagoras, Gorgias, Hippias, Prodikos gibi ileri gelenleri düşünülürse, ciddiye alınması gerekenler de var. Ama, özellikle sonra yetişenler içinde işi oyuna, safsataya (sophisma) dökenler de az değil. Platon ile Aristoteles’in Sofistlerde yerdikleri başlıca bir nokta da, bunların para karşılığı ders vermeleridir. O zamana kadar felsefe dar, aristokrat çevrelerde yapıldığı için, görülmemiş bir şey sayılmıştır bu. Böyle bir şey, Platon’a göre, bir çıkar gözetmeyecek bir araştırma olması gereken felsefenin, bilimin onuruna aykırıdır.
Sokrates'in Ahlak Düşüncesinin Kapsamı
Sokrates’in bütün düşüncesi, bütün çalışmaları ahlâka yönelmiştir. Bu ana-konuda çıkış noktası da, «erdem ile bilginin özdeş, aynı oldukları» görüşüdür. Bu görüşün felsefe dışındaki nedeni için şu söylenebilir: Yunan toplumu o arada çok sarsıntılı bir değişme geçirmiştir, geçirmektedir. Bu yüzden, öteden beri bilinen, alışılmış yaşama kurallarına
Reklam
Sokrates çevresine büyüleyici bir etki yapmıştı. Bu etki, düşüncelerinden çok, bu düşünceleri onun doğrudan doğruya yaşaması yoluyla olmuştur. Nitekim kendisinden sonraki felsefe çığırlarının çoğu bilge idealinin canlı örneğini hep Sokrates’de bulacaklardır.
Aristippos, Herakleitos gibi düşünüp, her şey gibi insan vücudu da bo­yuna değişir diyor. Bu değişme yüzünden vücudun doğal durumu olan uyumlu yapısı zaman zaman ortadan kalkar, zaman zaman da bu uyum yeniden kurulur. Uyumsuzluk durumu acı duygusunu, uyumlu durumu ise haz duygusunu yaratır. Duygu halleri de hareketlerle ilgilidir. Yumuşak hareketler Haz, sert hareketler acı, tam hareketsizlik hazsızlık ve acısızlığı doğururlar. Bu üç durumdan ise, Aristippos’a göre, varmak için uğraşılmağa de­ğer olanı sadece haz (hedone) dır. Hazzı istemek, aramak insan ve hayvan için doğal bir duygudur. Böylece, Aristippos için, istencin biricik amacı hazdır. Bununla da haz, iyi’nin kendisi olmuş oluyor. Hazzı sağlayan şey iyidir, acı veren şey kötüdür, bu ikisi dışında kalan şeylere de aldırmamalıdır.
Bilgi
Bilgi, kendisine sahip olana, bilgeye, her şeyden önce, kendi içinde bir güven kazandırır. Bu güven sayesinde bile kişi kendini dış dünyanın çıkarlarına kaptırmaktan kurtarır: bu güven ona çevresine ve içinde bulunduğu koşullara egemen olmak, bunları kendi istek­lerine hizmet ettirmek, zevki tadarken bile kendine hâkim olmak yeteneğini kazandırır.
Platon'un İdeal Devlet Yasası
Platon’un ideal devletinin yasası, tam bir aristokrasidir, «en iyilerin», yani bilgililerin, erdemlilerin başta bulunmasını isteyen bir devlet biçimi­ dir. Bu devlette kanunların konulması, topluluk hayatının düzenlenmesi işi filozoflara, bilge kişilere verilmiştir. «Başa filozoflar geçmez, ya da başta­ kiler felsefe yapmazsa, insanlığın acıları sona ermeyecektir» (Politeia).
Reklam
406 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.