“Kitleler için, proletarya için, çalışan sınıf ve burjuva sınıfı için kilo, varsıllık anlamına gelir. Televizyonda şişmanlarla dalga geçilir ama asıl, diyettekilerle alay edilir. Bu da akla yatkındır: Paran varsa iyi yemek yememek aptallıktır.”
Eseri alırken ‘diyet’e farklı bir anlam yüklemiştik lakin yanılmışız. Eserin ismi gerçekten de içeriğini yansıtıyor. Yani yazar gerçekten felsefeci ve söylediği şeyler ise gerçekten de diyet üzerine.
Sokrates çirkin, Kant zayıf ve çelimsiz, Diogenes varoş, Marx sefildi. Ancak diyetle alakalı bir problemleri olduğunu düşünmüyoruz.
Eserin işlediği ana konu diyet yapmak ve kaloriler. Yazar her şeyden uzak durmamız gerektiğini belirtiyor, ancak bunu Amerikan ile sınırlı olan bir yaşam üzerinden değerlendiriyor. Ayrıca her ne kadar kendisi bir akşam yemeği için Fransa’ya uçmayı makul bulsa da, ekonomik eşitliğin gözardı edildiği görülüyor. Nitekim fakir bir felsefeci ile zengin bir felsefeci akşam yemeği için Fransa’da buluşamayabiliyor.
Eser ilgimi çekti ancak “Diyet dediğimiz şey nasıl olacak? Kilo vermek nasıl mümkün?” diye sorulacak olursa da cevap belli; düzen, irade ve sabit kalori. Yani yazara göre şekerden, yağdan, aşırı tüketimden kaçmayı başarır ve etli besinlerden uzaklaşırsanız doğruyu bulursunuz. Bu kısmı herkes söylüyor dediğinizi duyar gibiyiz. Elimizden haklı olduğunuzu söylemekten başka bir şey gelmiyor. Zihinde kalın.