Sözler ve Alıntılar
Laiklik nedir? Ne değildir? ve önemi...
Laiklik; dinlerin yerini alacak yeni bir dogmalar sistemi, siyasi ve ideolojik bir dayatma aracı, vatandaşlar için kabulü zorunlu yeni bir inanç değildir. Dolayısıyla laiklik dini ortadan kaldırmaz, bilâkis herhangi bir dine inanan kişinin, dindarın inanış ve ibadet özgürlüğünü devlet gücünün teminatı altında yaşaması ilkesini getirir. LAİK DEVLET'İN RESMİ BİR DİNİ YOKTUR. Fakat ülke içinde yurttaşların vicdan, din ve ibadet özgürlüğünü sağlama ve koruma sorumluluğu vardır.
Sayfa 95 - felsefelogos (Talip Karakaya)Kitabı okudu
Atatürk milliyetçiliğini, ırkçı bir milliyetçilik sanan ahmaklara duyurulur
Atatürk, gerçekleştirdiği Türk Aydınlanma Devriminde Fransız Aydınlanmasından ve pozitivizmden çok etkilenmişti ve buna uygun bir Türk milliyetçiliği nosyonu geliştirdi. Burda ki milliyetçilik ırkçı bir milliyetçilik üzerine değil, laiklik üzerine kurulu bir milliyetçilikti. Teokratik bir devlet düzeninden laik, Pozitivizmi esas alan ve kamu yararını ön plana çıkaran bir anlayış egemendi.
Sayfa 127 - felsefelogos ( Adviye Erbay )Kitabı okudu
Nietzsche'de güç istencinin görünümü olarak din.
Yaşayan bir şey, her şeyden önce kendi gücünü yaymayı ister. Bu, gücü istemedir. Yaşam; canlıların daha güçlü olabilmek için sürdürdüğü karşılıklı bir mücadeleden başka bir şey değildir. ( F. Nietzsche )
Sayfa 14 - felsefelogos ( Hamdi Bravo )Kitabı okudu
Güçlüler ve Zayıflar: Güç mücadeleleri
Nietzsche'ye göre Hristiyanlık, yaşamı var eden güç mücadelelerini onaylamaz; hatta kınar ve cezalandırır. İnsanlar niteliksel olarak iki gruba ayrılır: Güçlüler ve Zayıflar. Güçlüler; güç mücadeleleri, dolayısıyla da yaşamın doğal akışını onaylar. Zayıflar; güç mücadelelerini kazanacak donanımları, yetenekleri, olanakları, becerileri olmadığı için bu doğal akışa karşı çıkar. Dolayısıyla güçlüler yaşama evet derken; zayıflar hayır der. Hristiyanlık, zayıfların yanında yer alarak, doğal toplumsal düzeni parçalar. Aslında elenmesi, yok olması gereken zayıflar egemen olurken, topluma yön vermesi gereken azınlık denetim altına alınır.
Sayfa 17 - felsefelogos ( Hamdi Bravo )Kitabı okudu
Din, iktidarlar için kullanışlıdır.
Bir ateist ve şüphesiz Fransız burjuvazisinin siyasi temsilcisi olan Napolyon, iktidarının ilk icraatı olarak dinsizliği yasaklar ve dini yeniden işlevsel hale getirmek için çaba harcar çünkü; dine, toplumu tam yıkımdan kurtarabilecek son ve biricik araç olarak bakmıştır.
Sayfa 8 - felsefelogos ( Sinan Özbek )Kitabı okudu