Felsefenin Kötü Çocuklarından 33 Ders

Alain Guyard

Felsefenin Kötü Çocuklarından 33 Ders Gönderileri

Felsefenin Kötü Çocuklarından 33 Ders kitaplarını, Felsefenin Kötü Çocuklarından 33 Ders sözleri ve alıntılarını, Felsefenin Kötü Çocuklarından 33 Ders yazarlarını, Felsefenin Kötü Çocuklarından 33 Ders yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hahamlar seslerini yükseltirler, zîrâ Yahudilikte para vardır ve insan toplum içinde saygınlığını yitirmemelidir. Ama Spinoza bir postacının taşaklarına yapışmış bir pitbull kadar inatçıdır; onu ancak kafasını keserlerse vazgeçirebileceklerdir. Sakallıların argümanlarına daha mükemmel argümanlarla karşı çıkar. Sonunda sahte dindarlar çenesini kapatması için ona para teklif ederler. Teklif ettiklerinin on katı daha fazla para verseler gerçekten vazgeçmeyeceğini söyler. Sinirlenen bu kıtıpyoslar onu yaşarken ölüme mahkûm ederler. Afaroza bak hele: satma ve satın alma yasağı! Göz göze gelme ya da elle temas yasağı… Yirmi yaşında, insanın kendi cemaati tarafından dolaşan bir ceset muamelesine tâbî olmak kolay hazmedilecek bir şey değildir. Baruch, Haiti yargı sınırları dışında ilk yaşayan ölüdür.
Sayfa 102Kitabı okudu
Benim filozoflarım zavallılık yarışmasında birinci gelecek tiplerden çok kaldırımları aşındıran dilencilere ve çerçilere daha yakındır. Normal: Felsefe tarihi bir temis kortundan çok bir Mucizeler avlusuna benzer. Tekrar etmeye gerek var mı bilmiyorum ama felsefe sâdece seçkinlerin işi değildir. Bütün toplum felsefe yapma hakkına sahiptir ve hattâ en cüretli, en saldırgan, en ateşli ve en tuhaf olup spordan da korkmayanların işidir bu. Çünkü gerçek felsefe alanına girme cesâretini göstermek için gözünü budaktan sakınmamak ve kavgacı, dövüşçü olmak gerekir… Felsefenin burjuvayı ürküten ve tek özelliği kötü çocuk olmak olan kişinin özelliğidir.
Reklam
Felsefî dönüşümden daha radikal, daha feci, daha zor bir şey olamaz. Şimdi neye çevirmek istiyorlar bu felsefeyi? Çocuk parklarında bir eğlenceye mi? Hayır. Bütün bunlar kafa karıştıran yalanlar. Felsefe bir sağlık gezintisi değildir. Filozoflarla ilişki kuranların bu ilişkiden sağ sâlim kurtulmaları mümkün olmaz. Filozoflar küçük entelektüel rahatlıklarımız için zararlıdır, tehlikelidir. Bunu fark etmek de o kadar zor değil aslında, zîrâ eski filozofların hepsi kılıç gibi keskindir, haşindir, kurulu düzenin dışına atılmışlardır, saygın çevreye sürekli savaş açtıkları için düzen muhafızlarının olağan şüphelileridir. Beraber Sushi bara gittikleri bir arkadaş mı yapmak istiyorlar felsefeyi yoksa? Hâlbuki bu insanların yedikleri deli danadır, pilavlı çiğ balık değil! Bunlar her zaman küçük mutluluklarla, içeri tıkılma tehlikesi içinde ve kimi zaman hücrelere atılarak yaşamış tiplerdir! Filozoflara özgü bir yaşam biçiminden de pek söz edilmez… Bunun sebebi cüzdanlarında üç kuruş para bulmakta zorlanmaları olabilir mi? Neredeyse her günü sefâlet içinde geçirmiştir bu insanlar! Ama ne gam! Bizim pembe yanaklı, gösterişli, elleri bakımlı filozoflarımızın başlarına gelmez böyle şeyler… Yakında görürsün, Böyle Buyurdu Zerdüşt’ün de karaokesi çıkar!
Felsefe artık nadiren varoluşa karşı vahşet kuşanmak için yapılıyor. Bugün ancak küçük sevimli kadın avcılarından oluşan ürkek sürüye katılımı sağlıyor tatlı diliyle... Ah o küçük muzip cevizlerini ne de çabuk yerleştirmiş o çakal filozoflar. Oysa o süslemelerin, güzelleştirmelerin, çiçeklerin altındaki duaları son derece basit: “Yüce felsefe, beni sıradanlıklardan ve kalabalıklardan koru. Senden söz ederken telaffuz ettiğim ve yazdığım sözcükler beni kötü yaşayan insanlardan uzaklaştırıp her zaman kötü niyetli insanlara yaklaştırsın. Amin.” Sanıyorum tepemi attıran da bu... Fingirdeklerin, trendi tiplerin felsefeye el koyması... Yapsınlar o şekerli felsefelerini, yazsınlar istiyorlarsa, beni hiç ilgilendirmez... Ama bu felsefenin interaktif, çok keyifli ve çok samimi olduğunu iddia etmesinler... Beni öfkelendiren ve ağrıma giden bu: felsefenin iyileştirilmesi. Ben felsefeyi kötü olduğu, acımasızlığı ve kayıtsızlığı için sevmişimdir hep. Filozoflar beni her zaman sarsmıştır, beynimde fırtınalar estirmiştir, kulaklarımı çınlaştmıştır... Bugün ise feslefeden zevk almaktan, anaokullarında felsefe atölyelerinden söz ediliyor...
Ama sayfaların içinde zamanın altınını ararken kelimelerden başka hiçbir şey bulunmuyor...
“Bir an gelir ve yaya olarak ilerlemek mümkün olmaz... Önünüz denizdir...”
Sayfa 222 - Omega YayınlarıKitabı okudu
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.