Feminizm ve Tiyatro

Sue-Ellen Case

Feminizm ve Tiyatro Gönderileri

Feminizm ve Tiyatro kitaplarını, Feminizm ve Tiyatro sözleri ve alıntılarını, Feminizm ve Tiyatro yazarlarını, Feminizm ve Tiyatro yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadınları bastırmaya hizmet eden kültürel kurgular cadı avlarına yol açtı, bu avlarda gerçek kadınlar, cinsiyetlerinden kaynaklandığı düşünülen günahları nedeniyle öldürüldü ve işkence gördü. Tiyatrolar yeniden açıldığında kadınlar sahneye çıkmaya başladılar. Aslında, kadın oyuncular sahnede göründüğünde, müstehcen komediler ve haz anlatıları tiyatrolara hakim olmaya başladı. Kadın toplumsal cinsiyeti kurgusu sıkı bir şekilde kadınlara tescillendi. Bu dönem, bakire tanrıça Athena'dan (ve bakire kraliçe Elizabeth'den) yirminci yüzyılın seks tanrıçasına geçiş dönemidir. Her şekilde kadınlar, erkek değiş tokuş dünyasının metası olmaktan kurtulamadılar.
Elizabeth dönemi
Genç erkekler, yaşlarından dolayı kadınlarınkine benzer bir toplumsal role sahiptirler: Yetişkin erkeğe tabidirler ve hiyerarşik sıralamada onun altında yer alırlar. Kadınlar sahnede genç erkekler tarafından temsil edilebilirlerdi, çünkü toplumsal özellikleri aynıydı.
Reklam
Hıristiyan düşüncesinde, kadınlar cinsellikle eşleştirilirken erkekler ruhanilikle eşleştiriliyordu. Bu ruhanilik, kültürel üretim bağlamında erkeklerin münzevi bir şekilde cinsellikten uzak kalmalarına yol açtı. Bu nedenle, kadının kamusal alandaki varlığının baskı altına alınması ile birlikte, kadının kültürel üretimlerdeki mecazi görüntüsü de bastırıldı: Edebiyatta, felsefede, ilahiyatta ve diğer eğitim alanlarında kadın sesi yoktu, bu da, korolarda ve sahnelerde yer almamalarının yansımasıydı.
Kadın, ayartarak ortaya çıkardığı erkek cinsel davranışlarının sorumlusu olmuştu. Kadın bedeni cinsellik bölgesi haline gelmişti. Kadınlar kamusal alanda sahneye çıkarsa, bedenleri üzerinden tanımlanan cinsellik, erkeklerin ahlaksız cinsel tepkilerini ortaya çıkaracaktı ve bu da toplumsal hayatın düzenini bozacaktı.
Ingiltere'de Elizabeth döneminde, Aristoteles'in Poetika'sının yeniden değerlendirilmesiyle, klasik yazının bilinçli taklitleriyle, kadın rollerinin erkek oyuncular tarafından oynanmasıyla Yunan deneyimi tekrarlandı.
..."kölenin düşünme becerisi hiç yoktur, kadının vardır ama onun da yetkisi yoktur. " O halde kadınların seçim yapmakla ilgili bir şey öğrenmelerine gerek yoktur, çünkü seçim yapmak için gerekli yetkiye sahip değillerdir; bu nedenle de tiyatronun kadınlar için bir işlevi yoktur, tiyatro izleme zevkinden mahrumdurlar. Ayrıca, konuşmak bile kadınların yetki alanı dışında görünür; Poetika'da aynı bölümün devamında yetki olmadan konuşmanın uygun olmadığından bahsedilir: "Bir erkeğin cesareti, ordulara komutanlık yaparken görülür; bir kadınınki itaat ederken ... şairin dediği gibi 'sessizlik bir kadının şerefidir', ama bu erkeğin şerefi ile aynı şeref değildir. " Trajik nitelikleri, aklı, düşünme becerisi ve konuşma hakkı olmadığı düşünülünce kadınlar tiyatro deneyiminin tamamen dışında bırakılmışlardır. Tiyatro, "Kadın" cinsiyet sınıfı için uygun değildir.
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.