Fener Bekçisinin Rüyaları

A. Ali Ural

Fener Bekçisinin Rüyaları Posts

You can find Fener Bekçisinin Rüyaları books, Fener Bekçisinin Rüyaları quotes and quotes, Fener Bekçisinin Rüyaları authors, Fener Bekçisinin Rüyaları reviews and reviews on 1000Kitap.
125 syf.
8/10 puan verdi
Kitap tür bakımından öykü olup 125 sayfa içerisinde toplam 30 öyküden oluşuyor . İlk hikayesi olan 'Fener Bekçisinin Rüyalar' nda 29 rüyanın kalışından bahsediyor. Anladığım kadarı ile geri kalan 29 hikaye fener bekçisinin rüyalarını oluşturuyor. Yazarın daha önce öykü türünde 'Yangın Merdiveni'kitabını okumuştum. İlk Ali Ural ile o kitapta tanıştım. Beni fazlası ile etkiledi ve kendine hayran bıraktı. Doğru söylemek gerekirse Yangın Merdiveni kitabını bu kitaba nazaran daha çok beğendim. Yazarın hayal dünyası çok hoşuma gidiyor. Öykünün tüm gidişatını son cümlesiyle büyük bir değişikliğe uğratıp sizi bir kaç saniyeliğine önüzdeki duvara baktırıyor. Kelimeleri kullanma şeklini çok seviyorum. Bulutlarda yaşayan bir insan hissi veriyor bana. Toplu fotoğraflarda bulunmaktan hoşlanmadığı için çoğu zaman da onda kendimi buluyorum. Her biri farklı bir yolculuk olan öykülerinde bir çok kez kendime rastladım. En çok da "Dik Dur" öyküsü beni etkiledi. İçimde çoğu kez geçen bir muhabbeti kaleme döktü . "Bir Gün Daha Yaşamak" derken cellatın ipini boynumda hissettim. Aslında ruh dünyamızda çok kez yaşadıklarımızı Ali Ural kitaba topladı. Kelimelerle güzel muhabbet edebileceğiniz hoş bir kitap. Tavsiye listemde yerini alabilir. Selametile
Fener Bekçisinin Rüyaları
Fener Bekçisinin RüyalarıA. Ali Ural · Şule Yayınları · 2021396 okunma
Hayat karşımıza duvarlar çıkarsa da kader o duvarlarda pencereler açıyor...
Sayfa 62 - şu yayınları 4.baskı
Reklam
-Bu korkunç bir şey! -Korkunç olan ne? -İnsanın hiçbir şeyden pişmanlık duymaması. Dönüş yoluna çığ düşmesi korkunç değil mi?
Sayfa 48 - Şule yayınları 4.baskı
yönetmen
Sıradaki! Kıza sevdiğini söyle. Bir hamal gibi değil. Nadir bir mermeri yontar gibi söyle. Hayır, öyle değil. Kırıtmana gerek yok. Adam gibi söyle. Mermer kırılmaz korkma. Keskiyi yanlış tutuyorsun. Gözlerin neden havada? Sıradaki! Bir de sen söyle sevdiğini kıza. O duruş ne! Parmağıyla itse kız devrileceksin. Yok, söyleme en iyisi.
Sayfa 115Kitabı okudu
- kaç yaşındasın? - yirmi altı. - nerede çalışıyorsun? - makine aksamı üreten bir fabrikada. - işe mi gidiyorsun? - hayır. İşten geliyorum. - ağır mı işin? - nasıl yazar olabilirim? İki soru da havada asılı kalıyor. Ne ben işinin ağır olup olmadığını öğrenebiliyorum, ne o nasıl yazar olunabileceğini. Aklıma Jack London' ın Martin Eden romanı geliyor. Dok işçisi Martin. Neden bu fabrika işçisi de yazar olmasın! Fakat Martin' in Ruth'u vardı uğruna her şeyi göze alacağı. Ona ulaşmak için sarp kayalıktı yazmak. Gecelerce uykusuz ve aç kalmaya değerdi; binlerce kelime ezberlemeye, yüzlerce kitap okumaya, onlarca derginin kapısını çalmaya. Bu genç adamın Ruth'u var mıydı?
Ölü
Çırpınan parmakların üzerinde sürükleniyor tabutum. Ağırlığımdan pay alan hafifliyor. Fakat onların ağırlıklarından da ben alıyorum payımı galiba. Konuşma ihtiyacı duyuyorum birden. Nereye gittiğimi bilmesem, "Beni nereye götürüyorsunuz?" diye soracağım. Dalgaları git gide o kadar büyüyor, sal o kadar hızlanıyor ki nereye gittiğimi bilmeme rağmen o yakıcı soruyu sormak istiyorum: "Beni nereye götürüyorsunuz?" Hayır, dudaklarımı açamıyorum. İki dudağımın arasına harç dökülmüş. Ayrılmıyor birbirinden. Açılamayan ağızda dil ne yapsın. Soru sorma hakkım alınmış. Cevap zamanı yaklaşıyor. Demek ki başkası soracak.
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
697 öğeden 681 ile 690 arasındakiler gösteriliyor.