Fi Zilâl-il Kur'an (16 Cilt Takım)

Seyyid Kutub

Fi Zilâl-il Kur'an (16 Cilt Takım) Posts

You can find Fi Zilâl-il Kur'an (16 Cilt Takım) books, Fi Zilâl-il Kur'an (16 Cilt Takım) quotes and quotes, Fi Zilâl-il Kur'an (16 Cilt Takım) authors, Fi Zilâl-il Kur'an (16 Cilt Takım) reviews and reviews on 1000Kitap.
Nisa Sûresi 36-42.ayetler
Din kalplerin dar kalıpları içine yerleştirilen,vicdanlara hapsedilen kuru bir inançtan ibaret değildir. Mücerret (soyut) duygular ve ibadetler silsilesi değildir! Akide(iman) ve taabbudi(kulluk) duygularla olan alakasını koparmış sadece dünyevi meselelerin tanzimi ile uğraşan bir sistem değildir! Din bütün hayata şamil(kuşatan)bir nizamdır. Hayatın her cephesini içine alan ,hayatî olaylar arasındaki râbıtayı temin eden ve bütün yaşayışı en köklü ve sağlam asla rapteden bir eastır!
Sayfa 226 - akit kitap
“Din Günü”ne inanmak, İslâm’ın inanç sisteminin önemli ilkelerinden biridir. Bu ilke, insanların bakışlarını dünya hayatının ardından bir Ahiret aleminin varlığına çevirmesi dolayısıyla büyük bir değere sahiptir. Bu inanç sayesinde insanlar dünya hayatının zorlayıcı şartlarına bağımlı hale gelmekten kurtulurlar. Böyle olunca da, bu zorlayıcı şartların üzerine çıkarak onlara egemen olurlar. Yine bu inanç sayesinde emeklerinin ve çalışmalarının karşılığını sadece günleri sayılı kısa ömürleri içinde ve sınırları belirli yeryüzü alanında görme endişesinin tutsağı olmazlar. O zaman da Allah’a güven, iyiliğe inanç, hakka ısrarlı bağlılık, gönül rahatlığı, hoşgörü ve kararlılık içinde Allah rızası için çalışma; Allah’ın gerek dünyada ve gerekse Ahirette vermeyi takdir edeceği karşılığı, bu ikisi arasında ayrım gözetmeyen bir hoşnutlukla karşılama imkânına kavuşurlar.
Fatiha Suresi 4. AyetKitabı okuyor
Reklam
İslâm’ın geldiği günlerde dünya, üstüste yığılmış çeşitli inanç, düşünce, masal, felsefe, kuruntu ve görüş bulutlarının egemenliği altında idi. Bu bulut katmanlarında hakk ile batıl, gerçek ile düzmece, din ile hurafe, felsefe ile masal biribirine karışmıştı.
Fatiha Suresi 2. ayet.Kitabı okuyor
2- Hamd, tüm alemlerin Rabbi olan Allah `a mahsustur. Allah’a hamd etmek, mü’min bir kulun Allah’ı anar-anmaz kalbinden taşan duygularının ifadesidir. Çünkü en başta bu kulun varoluşu bile yaratıcısına karşı hamd ve övgüyü gerektiren ilâhi bir lütuftur. Her an, her saniye ve her adım başında yüce Allah’ın sayısız nimeti ardarda sıralanmakta, birbirini izlemekte ve başta insan olmak üzere bütün yaratıkları kapsamına almaktadır. Bundan dolayı her işin başında ve sonunda Allah’a hamd etmek İslâm düşüncesinin temel kurallarından biridir; “O, kendisinden başka ilah olmayan Allah’tır. En başta da en sonda da hamd O’na mahsustur.” (Kasas Suresi, 70)
fatiha suresi 2. ayetKitabı okuyor
قُلۡ إِنَّ ٱلَّذِینَ یَفۡتَرُونَ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَ لَا یُفۡلِحُونَ “De ki; Allah hakkında yalan uyduranlar kesinlikle iflah olmazlar.” Hiçbir şekilde iflah olmazlar. Ne bir patikada, ne de başka bir yolda yürümekle kurtulabilirler. Ne dünyada, ne de ahirette kurtuluşa erebilirler. Gerçek kurtuluş, Allah’ın sağlam yasalarına uymakla mümkündür. Allah’ın bu yasaları insanları iyiliğe iletir, insanlığın ilerlemesini, toplumun düzelmesini, hayatın gelişmesini sağlar. O’nu ileriye doğru iter. Gerçek kurtuluş, insani değerleri ayak altına alma, insanlığı hayvanların seviyesine indirme pahasına da olsa sırf maddi üretimi arttırmak değildir! Çünkü bu göstermelik ve geçici bir kurtuluştur. Bu, insanın yapısının kaldırabileceği en mükemmel ve en üstün gelişme ve ilerleme çizgisinden sapmaktır.
Yunus Suresi 69. AyetKitabı okuyor
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.