Merhum Kutub, bu cilt kapsamında Taha, Enbiya , Hac, Müminun, Nur ve Furkan surelerini işliyor.
Seyyid Kutub'un ders halkasına sıklıkla katılan bir öğrencisi gibi hissetmeye başladım yavaş yavaş artık kendimi. Rivayet tefsiri özelliği neredeyse hiç olmadığı için tefekkür dünyasına dair aşağı yukarı nelerden bahsedebileceğini yaklaşık 6000 sayfadır hissediyor / biliyor gibiyim diyebilirim.
Velîd bin Mugīre adının geçtiği meşhur rivayetten bana kalanlar:
Kur'an-ı Kerim'in değişmezliği sabittir; lakin temsili ve şahsiyet oluşturmasında Müslümanlar zaman zaman geri kalmıştır. Ne zaman ki; Kur'an ahlakı ile ahlaklanan bir neslin fertleri oluruz o zaman el mahkum İslam olacak bireyler olacaktır biiznillah. En azından hakkını teslim edecek.
Şeytanın avukatlığı:
Tefsir kitaplarında dünya nizamının sahibi ve hükümranı Allah (cc) olduğu belirtilen ayeti kerimelerden sonra; ama onların taptıkları hiç kudrete sahip değillerdir derler ki katiyen doğrudur. Ama bunları yaratanın X değil de; Allah(cc) olduğunun kabulü nasıl sağlanır. Diyelim ki; Nemrud çıkışını ben güneşi doğudan doğuranım diyerek bir yalan üzerine inşaa etseydi; bunun aklen çürütülmesi nasıl olacaktı? Ve buna dair noktaların daha çok yer kaplaması gerekmez mi? Çünkü çağ insanın savrulmasına neden olan artık bir yer kaplama özelliğinde bile olmayan tapınılanlar var.