• Müslüman çiftten biri, dinden çıkacak olsa
-ALLAH’a sığınırız- aralarındaki nikah akdi hiç yapılmamış gibi fesh olur. Evli ve Ehl-i Kitap olan çiftten, kadın Müslüman olacak olsa, erkeğe Müslüman olması teklif edilir. Müslüman olursa evlilik akitleri devam eder. Olmazsa araları ayrılır.
• Hanımını üç talakla boşayan erkek artık onunla evlenemez. Bu engelin ortadan kalkması için boşamış olduğu kadının başka biriyle evlenip boşanmış olması gerekir. Bunun da kasıtlı olarak yapılması boşayan erkeğin onu tekrar nikahına alabilmesi için böylesi bir yola başvurması büyük günahtır.
• Kadının iddet beklemesi: İddet, ölüm, boşama veya fesih sebeplerinden biriyle evliliğin sona ermesinden sonra yeniden evlenebilmesi için kadının beklemesi gereken müddettir. İddet halinde olan bir kadınla evlilik akdi yapmak batıldır.
Bir toplulukta aile ne kadar sağlam temellere oturur ise o aileden meydana gelen toplum, o nispetle sağlam yapıya sahip olmuş olur.
Bunun içindir ki dinimiz aileye büyük ehemmiyet atfeder.
“Üç şey, ciddisi ciddi, şakası da ciddidir.
Evlilik, boşamak ve boşamaktan dönüş.”
Bu hadis-i şerif aynı zamanda ALLAH-u Teâlânın nikaha ne kadar önem ve ciddiyet atfettiğinin altını çizer. Zira toplum ve İslami yapının düzenli olması, aile yapısının düzenli olmasından geçer.
İşte aile yapısının bu denli önemli olması, bu hususta kişinin hâl hareket ve sözlerine dikkat etmesi gerektiğini vurgular ve ciddi veya şaka sözlerinin farketmeksizin ciddiyete alınacağını bildirir.