Fıkhu's Siyre - Peygamberimiz (S.A.V)'in Uygulamasıyla İslam

Muhammed Said Ramazan el-Buti

En Beğenilen Fıkhu's Siyre - Peygamberimiz (S.A.V)'in Uygulamasıyla İslam Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Fıkhu's Siyre - Peygamberimiz (S.A.V)'in Uygulamasıyla İslam sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Fıkhu's Siyre - Peygamberimiz (S.A.V)'in Uygulamasıyla İslam kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İçlerine giren vesvese ve fitne silinmiş ve hıçkırıklar yükselmiş.. Hepsi birden, Nebilerinden duydukları huzur ve şerefin serinliğinde, hislerine bin kere razı olduklarını ilan etmişlerdir.
Sa’d bin Muaz radıyallahu anh: “Biz Sana iman ve Seni tasdik ettik. Bize getirdiğin şeyin de hak ve gerçek olduğuna şehadet ettik. Biz, bu hususta dinlemek ve itaat etmek üzere, Sana kesin söz verdik. Nasıl istersen öyle yap, biz Seninle beraberiz. Seni, Hak Din ve Kitab ile gönderene andolsun ki Sen bize şu denizi gösterip dalarsan, mutlaka biz de Seninle birlikte dalarız.” dedi
Reklam
Halbuki gövde gösterisi ve sayı kalabalığı zafer ve başarıda ne role sahipti ki.
Fer’i meselelerde ihtilafı kaldırmaya teşebbüs, kanun koymada ilahi tedbir ve Rabbani hikmetlere karşı bir direnme, daha doğrusu batıl ve abes iştir. Çünkü, delil zannî oldugu müddetçe meseledeki ihtilafın giderilmesi söz konusu olmaz. Eğer bu mümkün olsa, daha başlangıç dönemi olan Rasulullah’ın çağında tamamlanırdı. Ve yine dinin ilk muhatabları olan sahabe ihtilaf etmezdi. Demek ki, mu’mine rahmettir bu.
Hubeyb bin Adiyy radıyallahu anh şehid edilmeden önce şu şiiri söyledi: “Musluman olarak öldürülecek olunca, Vurulup hangi yanım üzere düşersem düşeyim. Vallahi aldırmam artık hiçbir şeye, Çünkü bunların hepsi o İlahi Zat’ın uğrunadır. Şu dağılıp târumâr olan cismimi, Eğer dilerse O, kurtuluşa erdirir...”
Rasulullah aleyhusselam ummî (okuma yazma bilmeyen) bir kişi idi. Halbuki, böyle bir insanın dahilî bir mükâşefe yoluyla, firavun kıssası, Musa aleyhisselam’ın annesinin kendi çocuğunu denize bıraktığı zamanki kıssası, Yusuf aleyhisselam kıssası gibi tarihi hakikatleri bilmesi mümkün değildir. Bunlar Onun ummî olmasındaki hikmetler cümlesinden sayılmaktadır. Bu konuda Kur’an-ı Kerim şöyle der: “Sen bundan önce hiçbir kitab okur değildin ve elinle de onu yazmadın. Öyle olsaydı müşrikler elbette şüphelenirlerdi.” Ankebut, 48.
Reklam
498 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.