Fikret ve Nedret Ölmüş Bir Kadının Hatıraları

Güzide Sabri Aygün

Fikret ve Nedret Ölmüş Bir Kadının Hatıraları Hakkında

Fikret ve Nedret Ölmüş Bir Kadının Hatıraları konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
8/10
4 Kişi
9
Okunma
4
Beğeni
336
Görüntülenme

Hakkında

Genç bir kadın… Fikret… Ve Doktor Nejat… Kaderlerini bağlayan imkânsız bir aşk… Zira Nejat evlidir. Fakat onun kalbi de Fikret için çarpar. Hatta her şeyi, herkesi hiçe sayacak kadar derin bir aşkla sever onu. Peki, ya Fikret… O, buna izin verebilir mi? Uğrunda bir ailenin parçalanmasına, iki çocuğun babasız, genç bir kadının kocasız kalmasına gönlü razı olabilir mi? Hayır. Asla. Aşkına, hayatına sırtını dönüp ne kadar uzaklara kaçılabilirse kaçmaya çalıştı Fikret. Ama nafile…
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 8 dk.Sayfa Sayısı: 287Basım Tarihi: 2012Yayınevi: Maya Yayınevi
ISBN: 9786055675516Ülke: TürkiyeDil: Türkçe
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 66.7
Erkek% 33.3
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Güzide Sabri Aygün
Güzide Sabri AygünYazar · 9 kitap
Güzife Sabri, Osmanlı Adalet Bakanlığı'nda memur olan Salih Reşat'ın ve eşi Nigar'ın kızı olarak 1886 yılında İstanbul'un Fındıklı semtinde dünyaya geldi. İstanbul'un Çamlıca semtinde büyüdü. Sonraki yıllarda, Babasının, Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid'in (1876–1909) despotizmine karşı çıkması sonucu, babasının sürgüne gönderilmesi nedeniyle İstanbul'dan ayrılarak ailesiyle birlikte Anadolu'ya taşınmak zorunda kaldı. Hoca Tahir Efendi'den edebiyat dersleri aldı. Eğitiminin büyük bir kısmını özel dersler oluşturdu. Çoğunlukla İstanbul'da geçen duygusal aşk romanları yazdı. Küçük yaşta Beyoğlu'nun ilk noteri Ahmet Sabri Aygün ile evlendi. Kocası, karısının öne çıkmasından rahatsızlık duydu. Öğretmenlerinin tepkisi yeterli gelmeyince eşi de onun yazılarına karşı çıktı. Ancak coşkusu onu yazmaktan alıkoyamadı. Geceleri ve gizlice yazmaya devam etmek zorunda kaldı. Kısa bir süre sonra kocası öldü. Kocasının beklenmedik ölümü onda derin izler bırakmıştır. Güzide Sabri, edebiyat tarihinde hüzünlü bir hayat yaşayarak ömür boyu mutsuz kalan bir kadın yazar oldu. İlk romanı Münevver 1899'da Hanımlara Mahsus Gazete 'de tefrika edildi ve 1901'de kitap olarak basıldı. Bu ilk roman Sırpçaya da çevrildi. Bazı yazı ve şiirlerini “Güzide Osman” ve “Güzide” müstearlarıyla neşretti. Bir sonraki romanı Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi 1905 yılında yayımlandı ve Ermeniceye çevrildi. Nedret romanı Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi eserinin devamı niteliğindedir. Bazı eserlerinden sinema filmi de yapıldı. Hem Osmanlı İmparatorluğu hem de Cumhuriyet dönemlerinde aktif ve popüler bir yazar olduğu söylenebilir. Bu dönemde Recaizade Mahmud Ekrem (1847–1914) ve öğrencilerinin oluşturduğu Servet-i Fünun ("Bilgi Zenginliği") akımı edebiyata damgasını vurdu. Güzide Sabri, harekete katılmayan ve kendi çizgisinde kalan yazarlardan biridir. Yeni edebiyat akımının içinde yer almamasına rağmen yaygın üne sahip Türk yazarlar arasında ilk kadın romancılardan biri olarak kabul edilir. Eserlerini herhangi bir edebiyat camiasına üye olmaksızın Servet-i Fünun ve "Milli Edebiyat"ın diğer dergilerinde yayımladı. 1946 yılında Giresun'da öldü. Eserleri Münevver (1901) Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrûkesi (1905) Nedret (1922) Yaban Gülü (1926) Hüsran (1928) Hicran Gecesi (1930) Gecenin Esrarı (1934) Necla (1941) Mazinin Sesi (1944)