Tehâfüt El-Felâsife

Filozofların Tutarsızlığı

İmam Gazali

Filozofların Tutarsızlığı Posts

You can find Filozofların Tutarsızlığı books, Filozofların Tutarsızlığı quotes and quotes, Filozofların Tutarsızlığı authors, Filozofların Tutarsızlığı reviews and reviews on 1000Kitap.
"Âlemin meydana gelmeden önce meydana gelmesi için bir gâye yoktu da, bu gâye sonradan ortaya çıktı." demek mümkün olmadığı gibi, "önce bir âlet ve vasıta eksikti de, bu âlet ve vasıta sonradan meydana geldi." demek de mümkün değildir. Düşünülebilen en uygun şey şudur: Allah, âlemin meydana geldiği andan önce meydana gelmesini irade etmemiştir de bu sebeple önce meydana gelmemiştir. Böyle denildiği takdirde ise, "âlem, Allah önceden meydana gelmesini irade etmiş olmadığı hâlde, sonradan irade ettiği için meydana gelmiştir." demek gerekir ki, böyle denildiğinde iradenin sonradan Allah'tan meydana gelmiş olduğu neticesi ile karşı karşıya kalınır. Halbuki iradenin, sonradan Allah'ın zatında meydana gelmesi muhaldir. Çünkü, Allah hâdislere mahâl olamaz. İradenin, Allah'ın zatının dışında meydana gelmesi de Allah'ı irade sahibi yapmaz...
Âlem, niçin meydana geldiği andan önce meydana gelmemiştir? Önce meydana gelmeyişi, Allah'ın meydana getirmeye muktedir olmadığına bağlanamaz. Meydana gelmesinin muhal olması ile de açıklanamaz. Çünkü bu, âciz durumdan muktedir durumuna, âlemin de imkânsızlık hâlinden mümkün olma hâline geçmesini gerektirir ki, bunların her ikiside muhaldir...
Reklam
Hâdis (yokken, sonradan var edilmiş olan şeyin), kadim (zaman bakımından başlangıcı olmayandan) çıkması imkansızdır. Zira kadimin, mesela âlem kendisinden çıkmamış durumda farz edersek, âlemin kendisinden çıkmaması, ancak alemin varlığını gerektiren bir tercih unsurunun bulunmamasından ve âlemin imkân olabilir hâlinde kalmış olmasından ileri gelmiş olur. Bundan sonra meydana geldiği vakit, iki şıktan hali değildir: Ya yeni bir tercih unsuru meydana gelmiştir veya gelmemiştir. Gelmediği takdirde âlem, önceki sırf imkân durumunu korur. Geldiği takdirde ise, şu soru sorulur: Yeni ortaya çıkan bu tercih unsurunu meydana getiren kimdir? Ve niçin şu anda meydana gelmiştir de, önce gelmemiştir? Bu suretle, bu tercih unsurunun meydana gelmesi ile ilgili soru devam edip durur. Hülâsa, kadimi, durumlarının farklı olmadığına göre, iki hâl üzerine düşünmek zorundayız: 1Hiçbir şeysiz kadim 2Daima başka bir şey ile birlikte kadim. Hiçbir şeysiz durum ile bir şeyin meydana gelmeye başlangıç durumunu birbirinden ayırt etmeye gelince, bu imkânsızdır. Akıl bu iki durum arasında bir başka durumun bulunmasını düşünemez...
Zayıf akılları hafif bir hayal bile şüphelendirebilir...
Platon'un, âlemin hâdis olduğu, yokken sonradan var edildiği kanaatinde olduğu rivayet edilmektedir. Ancak ondan sonra, filozofların bir kısmı, onun bu sözünü te'vil etmeye kalkışmış ve böyle bir görüşün Platon'a nispet edilmesini kabul etmemiştir. Galinus, ömrünün sonlarında, "Galinus'un İnandığı Görüş" adını verdiği eserinde, bu mesele ile ilgili düşüncesinin kararsızlıktan ibaret olduğunu söylemiştir. Galinus, âlemin hâdis veya kadim olduğunu bilmiyor, kestiremiyor. Bu, kendisine ait bir eksiklikten ziyade, meselenin aslında bilinmesi güç, hatta imkansız olduğuna delâlet eder gibi telakki edilmiştir. Galinus bir istisna teşkil eder. Hepsinin görüşü, âlemin kadim olmasından ve hadisin kadimden, vasıtasız çıkmasının asla düşünülemeyeceğinden ibarettir...
Filozoflar, Âlemin kadim (başlangıçsız) olduğu hakkında çeşitli görüşler ileriye sürmüşlerdir. Ama, yine de eski ve yeni filozofların bütün zümreleri, âlemin kadim (zaman bakımından başlangıçsız) olduğu görüşünde birleşmişlerdir. Bunlara göre âlem, Allah'ın malülu'dur. Zaman bakımından Allah'tan sonra değil, daima onunla birlikte bulunmuştur. Neticenin sebep yanında bulunması, güneş ışığının daima güneş ile birlikte bulunması gibi, âlem de daima Allah ile beraber bulunmuştur. Allah, zaman yönünden değil, zat ve rütbe bakımından âlemden öncedir. Sebibin neticeye nispetle olan önceliği gibi...
Reklam
359 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.