Adını düşünerek bekledim, bekledim. Çıkardığım kontrol edilemez sıkıntı ve çaresizlik sesleri duyarak, adını defalarca haykırdım. Yanaklarımdan yaşlar dökülüyordu. Kalbim bir ipin ucunda asılıydı. Sıkı sıkı tutunduğum umut, bağlarından kurtulmuş, ulaşamayacağım kadar uzaklaşmıştı. Ruhumun parçalandığını hissediyordum. İçimde kalan cılız ışık da titreyerek söndü.
Dikkatlice, omzumun üstünden geriye baktım. Patch'in nasıl bir işe bulaştığını bilmiyordum ama midemde gittikçe artan bir rahatsızlık hissi vardı. Bu adam her kimse, meleğe benzemesinin yanı sıra çok da ciddi görünüyordu.
Zihnine konuşarak, "Hiçbir şeyi çözmüş değiliz," dedim. "Bu sevgililik olayı. Anlaşmaya varılmadı. Bunu aklında tut. Ve kayıtlara geçsin diye söylüyorum, en yakın arkadaşımın senin var olduğunu bilmesi gerekmiyor."
"En yakın arkadaşının, erkek arkadaşınla sıkı bir rekabete girmem gerektiğini düşünür gibi bir hali var," derken çok eğleniyordu.
"O, kalbi atan herhangi bir şeyin Patch'e yeğ olduğunu düşünüyor. Aralarında hallolmamış meseleler var."