Firavun... Ne yanından bakarsanız, o yanıyla ortada apaçık duran “kişi”... Ona ilişkin öyle çok bilgi, onu tanıtıcı o ölçüde bol veri var ki, bunlara bakarak, bundan dört-beş
bin değil de, dört-beş yüz yıl önce ya şamış olduğunu düşünebilirsiniz.
Ayrıntıla rına varıncaya dek gözler önünde duran bir “tarih”... Yapılar, mezarlar, resimler, yazılar, eşyalar ve daha neler ve neler... Her biri ta nıtıcı birer “anahtar”, birer tarih belgesi...
Bu zengin malzemenin ışığında satır satır okunabilen bir dönem, bir uygarlık, bir ya şam...