Yok artık. Bir sürü sürpriz son'lu kitap okudum. Çok da severim beyin yakan kurguları. Hiç bu kadar absürt olanına denk gelmemiştim. Bir hinlik var bu işte diye diye devam ettim de bu kadar büyük bir hamle beklemiyordum. Yazar birden sıkılmış yazmaktan sanki, masadaki her şeyi bir naylon poşete doldurup elimize tutturuveriyor. Öyle kalakaldım.
Yazar aynı kitabı farklı isimlerle çıkarmak gibi bir yeteneğe sahip. Gerçekten her seferinde aynı hikayeyi aynı Zeynebi bilerek okumak sıkıcı mı eğlenceli mi bilemedim.
Hayatlar birbirini keser. Birbirine dokunur. Ve çoğu hayat bir diğer hayatın arka fonunda kendi hikayesine devam eder.
Tek Başına isimli kitapta Okan'ın arkadaşı olarak karşımıza çıkan Çetin ve sevgilisi Zeynep ile devam ediyoruz bu hikayeye. Okan yok.
Ev sahibinin unutkanlığından faydalanan Okan tanıştığı her insanı fayda sağlanacak bir kaynak olarak görür. O bir fırsatçıdır. Yavşak Rıza'ya çok kızsa da aslında ondan pek bir farkı yoktur.
Yine nefis bir final ile biten çok eğlenceli bir kitap.
'Tek Başına' kitabından sonra 'Fırsatçı' bir nevi aynı konu üzerinden fakat farklı kahramanın anlatısını bize taşıyan bir kitap oldu. Yine çok güldüğüm, eğlendiğim bir kitaptı. Önceki kitaptaki sonu bildiğimden ve aynı işleyiş burda da devam ettiğinden, tabiki son bende sürpriz etkisi yaratmadı. Ama yine de başarılı bir kitaptı.
Fırsatçılık ile yaşayan bir bakarsın başka bir fırsatçı gelip sizi çarpar gider.
İfaket hanım bizim bu fırsatçıya iyi bir şans olmuştur ancak bizim fırsatçı kolay gelen 10 bin sterlinlere çok iyi alışmıştır.
Bir gerçek var ki havadan gelen havaya gider.
Dümenci Fırsatçı ava giden bir bakarsın avlanmışıtır.
Akıcı, komik ve ders çıkarılacak bir hikaye.
Aslında kitabın hiç öyle bir şey yokmuş.
(Storytel'den dinledim)
