Kimileri gözyaşlarından korkarlar ve bunun için kendilerini ağlatacak her şeyden sakınırlar ya da öfkeden ve gülmekten sakınırlar; bu grup psikofobi içinde yer alabilecek merhamet, şefkat fobileri de vardır.
Gerçek anlamı içinde ele alındığında, fobi, her zaman, hiç kuşkusuz, dış dünyadaki bir unsurla yer değiştirmiş ama kesinlikle iç dünyaya ait olan bir "iç tehlike"yle ilişkilidir.
Bir insan belli bir döneme kadar kendisini sıkıntılara boğan bir durumun üstesinden korkusuzca gelebildiğinde bir tür zevk duyar, bir zafer duygusu içinde olur.
Erkekten çok kadın ya da genç kız, burnunun biçimine, biçimsiz ya da estetik olmadı ğını düşündüğü yüzüne "tahammül edemez", hatta onu iğrenç bulur. Bu fiziki kusur düşüncesinin zihinde tuttuğu yerin ölçüsü kaçabilir ve takıntı haline gelebilir. Dismorfofobi, fobiden takıntıya geçiştir.